Çekirgeleri almışlar, bir kavanozun içine yerleştirip kapağını da açık bırakmışlar. Bir süre sonra hepsi zıplayarak kaçmış. Bunu bir kaç kez tekrarladıktan sonra, bir kez de kapağı kapatmışlar. Çekirgeler yine zıplayıp çıkmaya çalışmışlar, ama her sefer kapağa çarpıp geri düşmüşler. Uzun bir süre sonra kapak açılsa da, çekirgelerin zıplamasına rağmen dışarı çıkamadıkları görülmüş. Çünkü artık çekirgeler kapak seviyesini geçecek kadar zıplamayı beceremiyorlarmış. Artık kapağı kapamaya gerek kalmamış, çünkü açık da olsa çekirgeler kaçmayı başaramıyorlarmış...''
Tıpkı daha düne kadar
KENDİNİ,
BENLİĞİNİ,
KİMLİĞİNİ UNUTMUŞ VATAN EVLATLARI gibi.
Cihana hükmetmiş medeniyetler, yenilikler ve icatları ile sadece kendi topraklarına ve insanına değil tüm insanlara medeniyet ve insanlık getirmiş/götürmüş bu ülkenin insanı emperyalist güç ve ülkelerin son 100 yılında,
BİR KAVANOZA KONULMUŞ ÇEKİRGE GİBİ İDİ.
Neye elini atsa,
Neyi yapmak istese,
hatta ve hatta düşünse dahi
YA ELİNİ KESTİLER.
YÂDA RUHUNU/BENLİĞİNİ KESTİLER!!!
Tıpkı KAVANOZDAKİ ÇEKİRGE GİBİ!!!
UYUYAN DEV...
UYUYAN ASLAN ARTIK UYANDI!!!
Evet .
UUUUUUU YAAAAAAAAAN DIIIIIIIIIII!
Tıpkı kendini kedi zanneden aslanın yine, yeni, yeniden benliğine kavuşması gibi.
Anlatılır ya,
Yavru aslan annesi tarafından terkedilir. Zavallı çaresizlik içerisinde bir sağa, bir sola giderken bir kedi ailesine denk gelir. Anne kedi aslanı alır ve bir kedi gibi onu büyütür, bakar. Aslan, aradan geçen yılların sonunda büyür pençeleri yeleleri ile artık tam bir aslandır aslan olmasına ama??? Onu gören tüm kedi, köpek ve hayvanat yolunu değiştirir. Lâkin; hal, hareket ve tavırları ile aslana yakışmayacak davranışlar içerisindedir tıpkı bir KEDİ GİBİDİR.
Günlerden bir gün kedi ailesine kötü ruhlu çakallar saldırırlar. Anne kedi çaresizlik içerisinde bir umut aslana seslenir.
-Hadi benim minnoşum, güzel gözlüm, narin seslim şunlardan bizi bi kurtar.
Kimlik çıkmazı içerisinde olan aslan ne yapacağını bilemez. Zira yıllarca kedilerin arasında bir kedi gibi büyümüş, mini mini minnacık kediler ile oyunlar oynamıştır. Ne yapacağını bilemez. Netice de yıllarca kendine süt veren, besleyen, ninniler söyleyen (!) anne de zor bir durumdadır. Belirsizliğin girdabında, olduğu yerde çakılı kalmıştır. Bizim aslan dayanamaz.
Yıllarca cılız bir şekilde sesi çıkan bizim aslan öyle bir kükrer, öyle bir kükrer ki ortada ne çakal/lar kalır nede börtü böcek.
Aslan şaşkın...
Aslan hayretler içerisinde...
"Vaaaaay beeeee. Tüm bunları ben mi yaptım?" der
Aslan mutlu...
Aslan gururlu...
Demek ben ASLANMIŞIM ASLAN.
Evet, ASLANIM BEN, BEN ASLANIM."
Bizim çekirge artık kavanozun kapağını açtı. İstediği zaman sıçrıyor.
Kendini miskin bir kedi olduğunu zanneden aslan da artık sadece aslan değil, aynı zamanda ORMANLARIN DA KRALI OLDUĞUNU ANLADI.
SIK SIK KÜKREMEYE,
PENÇGÂHLARINI GÖSTERMEYE başladı.
Şu an ki duruma bakacak olursak aslan önce tüm islâm aleminin,
sonra ise zulüm ile abad olmuş tüm insanlığın umudu olmaya başlamış âdeta bu millet ve devletlerin can simidi olarak görülmeye başlanmıştır.
Eeeee ne yapalım beyler.
Uyuyan aslanı siz uyandırdınız.
Kafesteki aslan artık gerçek yurduna döndü.
Bunu
SİZ YAPTINIZ!!!
SİZ İSTEDİNİZ!!!
Selâm ve dua ile
Bülent ERTEKİN