Vaktin birinde bir yetim oğlan varmış, anası yok babası yok, sahipsiz gezermiş. 18 yaşına gelince bir ağaya demiş ki;
-Ağa, beni yanına çırak al, yılda 25 kuruş helâl paraya çalışmaya razıyım. demiş.
Ağa;
-Evladım bu parayı bir günde kazanıyorlar,
Yetim oğlan;
-Yok ağa, sen helâl para ver de 25 kuruş olsun. demiş.
Ağa çocuğu yanına almış kendi çocuğu gibi yedirmiş, içirmiş, giydirmiş, çocukta ağanın yanında çıraklık yapmaya başlamış. Aradan bir yıl geçince ağa çocuğa 25 kuruş vermiş. Çocuk ağayla vedalaşıp yola çıkmış.
Yetim oğlanın babası ölmeden önce tüccarlık yapıyormuş. Yolda babasının bezirgân bir arkadaşına rast gelmiş, adam oğlana;
-Evlâdım ne yapıyorsun, nerelerde geziyorsun?” diye hâl hatır sormuş. Yetim oğlan;
-Amca sen babamın arkadaşısın al şu 25 kuruşu benim helâl paramdır, bununla bana bir şeyler al getir. demiş.
Bezirgân gülerek;
-Âmâ evladım bu kadar az parayla senin hoşuna gidebilecek ne alabilirim ki ? demiş. Ama babasının hatırına almış ve cebine koymuş. Devesine binerek yola çıkmış az gitmiş uz gitmiş, alacağını almış satacağını satmış sonra tekrar memleketine dönmek üzere yola çıkmış. Yolda bir çocuğun kedi sattığını görmüş.
-Evladım bu kediyi kaça satarsın diye sormuş.
Çocuk;
-25 kuruş diye cevap vermiş. Bezirgânın o anda yetim oğlan aklına gelmiş, bari çocuğa şu kediyi alayım demiş. Kediyi alıp bir kutuya koymuş, sonra deveye yüklemiş oradan ayrılıp yoluna devam etmiş.
Yolunun üstündeki bir köye uğramış, o sırada köyde bir şenlik yapılıyormuş. Bezirgân oraya misafir olmuş. Sofralar kurulmuş yemekler getirilmiş. Yalnız sofranın başında eli sopalı bir adam bekliyormuş. Bezirgân adamı görünce şaşırıp şenlik sahibine sormuş.
-Hayrola ağam, bu adam niçin bu şekilde duruyor?
Şenlik sahibi:
-Köyün her tarafında fareler var, bir oradan çıkıyorlar bir buradan. Rahat rahat bir yemek yedirmiyorlar. Buna bir türlü çare bulamadık. Demiş. Bezirgân;
-Ağam kolay var, dur hele. Deyip sofradan kalkmış. Devesindeki kutudan kediyi çıkartıp ortaya salmış. Kedi sofra kenarında dolaşan fareleri bir bir yakalamaya başlamış. Orada bulunan tüm ahali buna çok memnun olmuş.
Köyün ağası:
-Bezirgân efendi, bu kediyi bize kaça satarsın?” diye sormuş.
Bezirgân:
-Ağam kedi satılık değildir onu birine almıştım. Diye cevap vermiş.
Köyün ağası;
-Bu kediyi bize sat, sana bir küp altın verelim” deyince Bezirgân kabul etmiş ve kediyi ağaya satmış. Altınları çuvala koyup devesine yüklemiş sonra memleketin doğru yola devam etmiş.
Memleketine yaklaştığında,
-Yahu diye düşünmüş; yetim oğlan bana 25 kuruş verdi, ben ise ona bir küp altın götürüyorum olacak iş mi? En iyisi altının yarısını kendime alayım diğer yarısını ona vereyim.
Ancak tam bu sırada karnına bir ağrı girmiş. Bezirgân kıvranmaya başlamış. Hemen kötü niyetini değiştirmiş karnının ağrısı da geçmiş. Köyüne varınca, doğruca yetim oğlanı bulmuş. Başından geçenleri anlatıp ona altınlarını vermiş. Yetim oğlanda bezirgâna teşekkür ederek altınların yarısını ona geri vermiş. Böylece helal kazancın karşılığını kat kat almış.
Rabbim helalinden kazanmayı ve helalinden hem yemeyi hem de ihtiyacı olanlara geçirmeyi paylaşmayı nasip etsin.
Mübarek günlerdeyiz. Bu günlerde helal kazanlarınızı zekat fitre ve sadakalarla ile daha da zenginleştirin.
Selam ve dua ile.