Yer demir...
Gök bakır...
Yapraklar ise Hz. Mevlâ'nın şiirini okuyor gibiydiler.
Sanmasınlar yıkıldık,
Sanmasınlar çöktük.
Bir başka bahar için
Sadece yaprak döktük.
Yüreğim ise yağmur bulutlarını toplayan sema gibi...
Ha yağdıııı...
Ha yağacak...
Yağmasada olur diyemem, zira gözlerimin pınarları taşkın bir sel gibi...
Tam 5 yıl geçti...
Mini mini ellerin...
Kömür gibi gözlerin ile bana bakıyordun...
Dede...
Ben geldimmm...
Evet evlat sen gelmiştin.
Kerem misali...
Ali gibi...
"İsmini sen oku baba" dediklerinde bulutlarını toplayan sema misali gözlerim artık sessiz değildi.
Gümbür gümbür çakan şimşekler...
Sicim gibi akan yağmur değil, benim gözyaşlarımdı.
Allahu Ekber...
Allahu Ekbeeeer...
Adın KeremAli olsun...
Kerem misali
Ali gibi yiğit ve mert.
Aradan geçen tam 5 yıl.
Kocaman bir adam misali gibisin.
Evimizi..
Odamızı...
Ocağımızı...
Yüreğimizi dolduran cennet kokulu çocuk.
İyi ki varsın.
Bugün bir kardeş daha geliyor.
Ben ise tarifi sonsuz duygular içerisindeyim.
Sevinç...
Gurur...
Onur..
Bir yanım ise hüzün...
Torunlarını çok seven büyükbabanın yokluğu sol yanımda bir hüzün evlat.
Ne çok severdi anneni...
Elleri ile beslerdi...
Onu görünce gözlerinin içi güler...
Âdeta o da bir çocuk misali, annen gibi çocuk olurdu. Birşey desek
-Karışmayın bize " der, susardık.
Bugün burada...
Yanımızda...
"Sarı kızım" dediği annenin yanında
Büdü...
Annanen..
Teyzelerin...
yanında o da olsa idi ne kadar mutlu olurdu.
Heyhaaat...
-Dede..
-Ağlıyor musun...
-Evet...
-Evet çocuk.
-Ağlıyorum.
-Bir yanım mutluluktan kelebekler gibi uçarken...
-Diğer yanım...
-Sol yanım ağlıyor.
02 Haziran 2020
Saat 23.13
Yer Gebze
Yusuf Eren
Hoşgeldin evlat.
Hoşgeldin.
Şimdi beni benimle bırakın.
Göz pınarlarım kuruyuncaya kadar,
Mutluluktan...
Sevinçten...
Huzurdan...
Onurdan...
Ayrılık ve hüzünden...
Ağlayayım.
Olur mu evlat.
Ha. söyle olur mu?
Selam ve dua ile.