Dilleri keskin...
Söylemleri tahripkar... Söylemleri tahrikkar...
Söyledikleri...
Bildikleri tek slogan...
Ya terk edin yada ölün!!!
Bunun başka bir anlamı, şekli ve izah tarzı yoktur.
Bu kin ve adavet duyguları nedense sarı saçlı ve mavi gözlü Ukrayna'lılar için değildi, oysa diğerleri yani hor ve hakir gördükleri, aşağıladıkları müslümandı.
Öyle değil mi?
Ne elektriklerini...
Ne sularını...
Ne de yakıtlarını vermeyeceğiz, oturacaklarsa bu şartlarda oturacaklar" köhne ve çağdışı bir zihniyet ve ruh halindeler, âdeta sokakta can çekişen ve/veya ölmek üzere olan bir hayvana dahi reva görülmeyen zalimce, hunharca, aşağılıkça davranışları reva gördüler.
Kimlere?
Elbette "Tüm müminler. kardeştir" dediğiniz mümin kardeşlerimiz Suriyelilere.
Birkaç gün öncesinde Bursa'da bir facia oldu. Rabbim, kimseye bu acıyı nasip etmesin, yaşamasın.
Bursa'da bir evin bacasındaki sıkıntıdan dolayı ev yanar, Bursa'daki yangında 8 çocuk ve annenin ölümü Türkiye'yi yasa boğdu.
Kahreden yangınla ilgili yeni detaylar ortaya çıkarken başka bir tablo da komşuların ifadelerinde yer aldı.
Yangında vefat eden Suriyelilerin komşuları yaşadıkları acıyı şu sözlerle dile getirmişti:
"Her gün gördüğüm çocuklar. Bizim çocuklarımız neyse aynı onları da o şekilde görüyorduk."
Bu mükemmel söz;
yıllardır bir takım ard niyetli insanların sözleri, fiilleri, cemiyet içindeki davranışları, kürsülerde kelli felli, titri ne olur olsun siyasilerin ve insanlar üzerinde rant peşinde olanlara vurulan muazzam, mükemmel, fevkalade bir tokattır.
Helâl olsun size Bursa!!!
Suriyeli göçmenler bizim kardeşimizdir...
Mazlum ve mahzundurlar.
O gün ölen o masumlar elbette cennet kuşu olup anne ve babalarına şefaatçi olacaklardır.
Ve en önemlisi tıpkı Bursa'lı komşuların dediği gibi bizler de;
"BİZİM ÇOCUKLARIMIZ NEYSE AYNI ONLARI DA O ŞEKİLDE GÖRÜYORUZ"
Hepinizi Allah için seviyoruz.