Bir adam
Halid bin Velid'e,
"Falanca adam senin hakkında konuştu." dedi.
Halid Bin Velid
"Kendi sayfasıdır istediği ile doldurur." dedi.
Bir adam
Vehb bin münebbih'e,
"Falanca adam senin hakkında konuştu." dedi.
Vehb Bin Münebbih
"Şeytan senden başka elçi bulamadı mı?" dedi.
Bir adam
Ali bin Hüseyin'e,
"Falanca adam senin hakkında konuştu." dedi.
Ali bin Hüseyin
"Eğer benim hakkımda söyledikleri doğru ise Allah beni affetsin.
Eğer doğru değilse Allah onu affetsin." dedi.
Bir adam
İmam şafiiye,
"Falanca adam senin hakkında konuştu." dedi.
İmam Şafii
"Eğer doğru diyorsan sen dedikoducusun. Eğer yalan söylüyorsan sen fasıksın." dedi.
Bir adam
Bir alime,
"Falanca adam senin hakkında konuştu." dedi.
Alim
"O bana ok attı ama isabet ettiremedi.
Sen ise oku getirip kalbime sapladın." dedi
Bir adam
Bir Alime, "Falanca adam senin hakkında konuştu." dedi.
Alim
"Üç cinayet işledin;
Kardeşim ile aramı bozdun.
Boş kalbimi meşgul ettin.
Kendini de, benim gözümden düşürdün dedi."
Sözün özü...
Söylenenin özü...
Son nokta...
Çağların ve çağlar ötesinin mihenk taşı...
Ey iman edenler! Bilmeden birilerine zarar verip de sonra yaptığınıza pişman olmamanız için, yoldan çıkmışın biri size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştırın.
(Hucurat Süresi 6.Ayet)
Ve bugün...
Gene bizden...
Başkalarının günahına ağlayan büyük bir gönül...
Bediüzzaman Said Nursi
“...
Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz, ticarette geziyor. Hatta benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip, tamamını kabul etmeyiniz; belki ben de müfsidim veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Öyle ise, her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. İşte, size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın; mihenge vurunuz. Eğer altın çıktı ise kalpte saklayınız, bakır çıktı ise çok gıybeti üstüne ve bedduâyı arkasına takınız, bana reddediniz, gönderiniz.”
(Münazarat sayfa :49)
Selam ve dua ile.