"Birader nerden çıkarırsın böyle sözleri" dediğinizi duyar gibiyim. Aslında güzel ve mana dolu bir cümle olmasına rağmen maalesef (!) Türkçemizin zenginliğinden, esnekli, birazda mizah yönümüzün ileri seviyede olmasından dolayı nereye çekerseniz oraya gidiyor. Valla bu herhalde benim problemim olmasa gerek.
1982 senesinde lise dönemlerinde edebiyat öğretmenimiz saygıdeğer hocam Mualla TATAR hanımefendi dersin konusu itibari ile yöresel bir deyim kullanmış bizler de dersi kaynatmak istemiş olmamızdan olsa gerek çok gülmüştük.
Söz şu idi:
AL BİR KAYA NEREYE DAYARSAN DAYA.
Haydeeee...
Birisini bitirmeden bir diğerine geçtik.
Nerden nereye geldik dimi.
İşte güzel Türkçemiz böyle bir şey.
Buraya nereden geldik diyorsun ya, nerede ise 100 yıldır ekonomik, siyasi yaptırım ve müeyyideler ile boyunduruk takmaya çalışan HAYDUTLAR!!! döneminin bittiğine şahit oluyoruz.
"Türkler savaş meydanlarında kazanır ama bu kazanımlarını müzakere masasında kaybeder" zihniyeti, haydutların karşısında el pençe divan duran, istedikleri olmayınca darbeler ve e-muhtıralar ile sürekli patinaj yaptırılan ve diz çöktürtülen dönemler artık geride kaldı.
Masa başlarında cayır cayır hakkını savunan, içeride ve dışarıdaki hain maşaların söylem ve yaptırımlarına "oturun oturduğunuz yerde " diyen, ekonomik yaptırımlara karşıda "elinizden ne geliyorsa ardınıza koymayın" diyecek kadar DİK VE KARARLI.
Artık üzerine oyunlar kurulan değil, oyun kuran ve masada olup oyunu hem bozan hem de kuran MAESTRO.
Yani 100 yıl öncesinde KEFERELERİN söylediği şu söz var ya hani;
"DİZLERİ ÜSTÜNDEN KALKMAYACAKLAR"
Türkler savaş meydanlarında kazanır ama bu kazanımlarını müzakere masasında kaybeder artık yerle yeksan oldu. Artık ne masada nede cephede kaybediyor. Hamdolsun.
Çünkü dedelerinin mirasını yine, yeni, yeniden şahlandıran FATİH'İN İSTANBUL'U FETHETTİĞİ YAŞTASIN denilen gençleri şaha kaldırdı.
Selâm olsun onlara.