Diyarbekir...
HDP Parti binası...
Kapının önünde PKK’nın elinde bulunan çocuklarını almayı bekleyen,
BAŞLARIM SİZİN KÜRDİSTAN DAVANIZA, SİZİN ÇOCUĞUNUZ HANGİ ÖZEL OKULDA OKUYOR, EŞİNİZ HANGİ PLAJDA
diyen;
YÜREKLİ...
MERHAMETLİ...
ŞEFKATLİ...
KAHRAMAN ANNELERE...
Dinle anne...
Sadece dinle...
Sımsıcak kollarından ayrılalı yıllar oldu.
Evimizi...
Kardeşlerimi...
Babamı...
Ve anne...
Seni...
Seni çok özledim.
Dinle anne...
Köyümden ayrılalı tam 5 yıl...
Koca koca...
Izdırap...
İskence...
Tehdit...
Açlık...
ve .T...lerle dolu tam 5 yıl...
2014 yılında sonbahar ayında köy camisinin hoparlörlerinden tüm köy halkının öğleden sonra köy camisinde toplanması için anons yapılmıştı. Ben de camiye gittim. Köydeki hemen hemen tüm genç kızlar ve erkekler camiye gelmişlerdi. Bir müddet sonra camiye silahlı, uzun boylu, esmer tenli, siyah saçlı, zayıf yapılı 'Çektar' olarak hitap edilen bir örgüt mensubu ile sivil giyimli 40-45 yaşlarında, orta boylu, kilolu, esmer, ak saçlı, saçının ön kısmı kısmen dökülmüş 'Hafit' olarak hitap edilen şahıslar geldi.
Camiden anons yapan bu iki kişiydi anne. Çektar, bize gençlerin örgüt mensupları ile irtibatlı olmalarını, örgüt mensuplarının bulundukları bölgelere gelip gitmelerini, yardım istediklerinde örgüt mensuplarına yardım etmemizi, ihtiyaç olduğu durumda kadın-erkek gençlerin örgüte katılmalarını ve hizmet etmelerini söylemiş idi.
Bunun üzerine camide bulunanlar Çektar'a katılım yapmak istemediklerini söylediler. Çektar bu sözler üzerine bağırarak, 'Sizler ister kabul edin, ister kabul etmeyin ihtiyaç duyulduğunda gönüllü ya da zorla örgüte katılacaksınız' dedi.
5-6 GÜN SONRA ÇEŞMEYE GELDİLER.
"Yaklaşık 5-6 gün kadar sonra akşam saatlerinde köyün çeşmesinde bulunduğum sırada yaya bir şekilde ve silahlı olarak Çektar ve başka bir örgüt mensubu yanıma geldi. Çektar, 'Seni dağa götüreceğiz, Sakın bağırma, bağırırsan köyü başımıza toplarsın, böyle yaparsan ihanet edersin, bizimle birlikte geleceksin' dedi. Ben korktuğum için bağıramadım. Çektar ile yanında bulunan örgüt mensubu beni zorla yaya bir şekilde 3-4 saat kadar dinlenmeden bilmediğim bir yere götürdüler.
Bir kampa geldik. Bu kamptan sonra Zap kampı olarak belirtilen yere geldik. Kampın içerisinde ev tipi barakalar ile 100-150 kadar silahlı örgüt mensubu gördüm. Beni ve yanımda bulunan kadınları alarak Beritan olarak söyledikleri, sadece bayan örgüt mensuplarının bulunduğu kampa götürdüler. Bu kampta 10-12 kişi gördüm. Bizi bu kampa yerleştirdiler."
'1 YIL SONRA HASTALANDIM'
Zap kampında spor, silah ve siyasi-ideolojik eğitim gördüm.
Sonrasında ne oldu biliyor musun anne? Dedemin büyük bir özenle sağ kulağıma ezan, sol kulağıma gamet getirip büyük bir mutluluk ve heyecanla koyduğunuz ismimi değiştirdiler.
Şimdiki adım 'Bınewş Güneş' anne...
Ardından örgütün Metina kampına götürdüler. "Metina kampında 500-600 civarında silahlı örgüt mensubu bulunuyordu. Bu kampta eğitim işi yoktu, çevreyi tanıyarak nöbet tutuyorduk. Yaklaşık olarak bu kampta 1 yıl kadar kaldıktan sonra hastalandım. Hastalığım ağırlaştıkça yanımda bulunan örgüt mensupları ile tartışıyordum ve 'Beni evime gönderin' diyordum.
Lakin anne...
Olmadı...
Olmuyor...
Ölüyorum anne ...
Burada bulunan annelerinin gonca çiçekleri olan çok, ama çok kız var. Hepsi kurtulacaklardı günü bekliyorlar.
Oysa kurtulmak; ya ölüm yâda ölüm anne...
Ölüyoruz anne...
Ölmesek te gam yemeyeceğiz.
Zira hastalıktan ölmez isek...
Onlar öldürecek anne...
Soramadım...
Nasılsın...
Nasılsın?
Anne...
Anneciğim.
Selam ve dua ile.
Bülent ERTEKİN
NOT: 2014 yılında güvenlik güçlerine teslim olan bir kızımızın TERÖR ÖRGÜTÜNE, NASIL KATILDIĞINI anlatan itiraflarıdır. İsimler ve olayların geçtiği yerler gerçektir.)