Derler ya hani "sineğin kanadından yağ çıkarmak" diye bir deyim vardır. Bilirsiniz.
Elinizin altında bulunan yakın akrabamız olan Googel amcaya(!) sorduğunuzda hemen karşınıza bu deyimin ne manaya geldiğini size şippadak yazı verir.
Ben sordum. Sinekten Yağ Çıkarmak deyiminin anlamı: Hemen her şeyden, olmayacak şeyden bile çıkar sağlamaya çalışmak; yarar ummak. ... »
Bunu kim yada kimler için diyoruz. Son dolar ve euru un 18 /19 ları görmesinden sonra anında hiç vakit kaybetmeden iğneden ipliğe, peynirden, süte, yumurtaya ve ev kiralarına kadar aklınıza dahi gelemeyecek daha bir çok kalem mallara zam üstüne zam yapanlardan.
Kim bunlar diye dorabilirsiniz. Öncelikli olarak tabii ki bizi en çok etkileyen ulusal ve yerel marketleri en birinci sıraya almaz isek hem vatandaşa hemde bu Şampiyonlar Ligi'nde oynayan marketlere(!) haksızlık etmiş oluruz.
Nerede ise firmaların iliğini kemiğini kurutan bu firmalar şimdi de bu milletin iliğini kemiğini kurutmak için beşli bir grup(!) kurmuşlar. Grup dedik isek hemen yanlış yerlere çekmeyin canım, Watsap grubu.
Bilmeyen okurlara bildiklerimizi anlatalım. Bilmediklerimizi ise onlar bizlere yazarlar. Neyse.
Bir firma bu herhangibi bir ulusal ve veya yerel marketlerin birisine malını satmak için adımını attığı anda pazarlıklar başlar.
İstedikleri;
-Firma giriş bedeli
-Her ürün için giriş bedeli
-İskonto
-Yıllık satış primi
-Her yapılacak iskontolu indirimli günler ve insört denilen dergi için iskonto. Bunlar pazarlığa tabidir. 7 ila 10 arasında firmadan bağırta bağırta bu iskontoları alınır.
-Ayrıca dergi için de bir bedel alınır.
-Fiyat geçişleri bir hafta öncesinde firmaya bildirilir ve firmalar bu geçiş öncesinde kaç mağazası varsa ürünün aylık satışlarına göre bol miktarda ürün çekerler. Bu çekiş fiyat geçtikten sonra anlaşmaya göre bir veya iki hafta daha sürer. Sıkıyorsa reklamlarda olduğu gibi " BİTTİ" deyin.
-Kuruluş günlerinde katılım payı için emrivaki bedel verirler. "Yok hocam kazanamadık yan yattık çamura battık" gibi mazaretler bayatladığı" için " Siz biraz dersinize çalışın" diye kibarca yedeğe alınabilir veya ödemeleriniz 60 gün olduğu protokol bir anda 100 veya 120 günlere çıkıverir. Dedik ya sıkıyorsa...
Ha bu arada başta bahsettiğimiz giriş bedelleri, ürün bedelleri, insörtler ya dolar yada euru kuru üzerinden yapılır. "Yastık altındaki altınları versem olmuyor mu(!)" dediğinizde yemiyorlar bilader.
Şimdi gelin bu memleketi âdeta bir ağ gibi ören ve bu milletin iliğini, kemiğini, paçasını, kellesini, işkembesini(!) bir sülük gibi emen avmler için ne yapılması gerekiyor ise devletin caydırıcı değil bitirmesi gereken ne ise onu yapması gerektiğine inanıyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “Süpermarket patronlarıyla bizzat Nureddin Bey görüşmek suretiyle bunların üzerine gitmeye ve bir de bunları teftişe devam edeceğiz. Bir iki ay içerisinde bu rafların nasıl düzeldiğini hep beraber göreceğiz. Hiç endişeniz olmasın” sözlerini bir SÖZ VERİLMİŞ gibi anlıyor ve neticelerini de millet olarak görmek istediğimizi belirtmek istiyoruz.
Görelim bakalım. Gerçektende söylenildiği gibi "Bir iki ay içerisinde bu rafların nasıl düzeldiğini hep beraber görecekmiyiz"
Millet olarak takipteyiz.
Selâm ve dua ile.
Bülent Ertekin
2 Ek