Her sene 1 milyon insana iş verecek çareleri söyleyin.
Özeldir, resmidir bunlar tamam da, yâni ben bu 1 milyon çocuğa nasıl iş bulacağım her sene?
Yâni, bu sabah doğan 3 bin çocuğa nasıl ekmek bulacağım?
Nasıl okul bulacağım?
Nasıl sağlık tesisi bulacağım?
Benim hâlâ büyük bir ödemeler dengesi açığım var. Ödemeler dengesi açığı falan çözülmüş değildir Türkiye'de. Ben bunu nasıl kapatıyorum? Dünya sermaye piyasaları ile bütünleşmek suretiyle kapatıyorum. Yâni borç almak suretiyle kapatıyorum. Ve böylece 10 sene evvel 13 milyar dolar civarında olan borcum çıkmış 50 milyar dolara ve bunun faizi beni götürüyor. Yâni bunun faizinden yatırıma param kalmıyor.
İstikrarım yok. 'Aman deme" falan demeyin, çünkü 1991 senesini %71 enflasyon ile kapatan bir ülkeyim.
Geçen 10 seneyi %51 enflasyon ile kapatan bir ülkeyim.
Ondan evvelki 10 seneyi %18-20 ile kapattım.
Ondan evvelki 10 seneyi enflasyon için söylüyorum %5 %6 ile kapattım.
1960'tan 70'e %5 %6,
70'ten 80'e 20, 80'den 90'a %51 enflasyon.
Bu %51 enflasyon ile bir yere varamayız. Yâni evvela bu enflasyon denen canavarı mutlaka tesirsiz hale getirmeye mecburuz.
1991'de sıfır büyüme.
Ondan sonra bunu kimden saklayacağız?
Sıfır büyüme ve %71 enflasyon ve son 4 senenin 3 senesi nüfustan daha küçük büyüme, fukaralaşmadır.
Şimdi bana bu engelleri kaldıracak tavsiyelerde bulunun, buraya gelen uzmanların hepsine sesleniyorum.
Yâni ben ne yapayım da bu enflasyonu aşağıya çekeyim? İşte Türkiye'nin buna sebep olan en büyük sıkıntısı;
DELİK BÜYÜK,
YAMA KÜÇÜKTÜR.
Devletin hangi nam altında olursa olsun safları ile gelirleri arasındaki farkı kapatmaya çalışıyorum. Haydi kapat. Ama öyle bir şey var ki ok yaydan çıkmış, ok gidiyor ben onu havada yakalayamam.
Ancak henüz havaya çıkmamış olan oku tutarım, atmam. Zaman lâzım. Ne kadar zaman istiyorsunuz derseniz? Makul bir zaman istiyorum.
Yıl 1992.
Bir özeleştiri.
Yapan dönemin başbakanı.
Gelin bu özeleştiriyi bir de bugün yapalım mı, ne dersiniz?
..................
Yıl 2021
TÜİK'in verilerine göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde İŞSİZ SAYISI 2020 yılında bir önceki yıla göre 408 bin kişi azalarak 4 MİLYON 61 BİN KİŞİ.
Türkiye'nin cari işlemler hesabı, şubat ayında 2 milyar 610 milyon dolar açık verirken, 12 aylık cari açık 37 milyar 786 milyon dolar oldu.
(A.A 12 Nisan 2021)
Bir de dış borçlara bakalım mı?
Mayıs sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stoku, 2020 yıl sonuna göre %4,6 oranında artışla 144,9 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir.
Gelin şimdi de enflasyona bakalım.
2021 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 1,94, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 8,45, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,53 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 14,55 artış gerçekleşti.
Yıl 1992 kürsüde dönemin başbakanı S.Demirel;
"Bu %51 enflasyon ile bir yere varamayız. Yâni evvela bu enflasyon denen canavarı mutlaka tesirsiz hale getirmeye mecburuz."
Sene 2021 yıllık ortalama 14.55.
Bu durumda tıpkı Demirel gibi söyleyebilirmiyiz.
"bu enflasyon denen canavarı mutlaka tesirsiz hale getirmeye mecburuz."
İşin özü ekonomi gibi, enflasyon gibi, cari açık gibi geçmişte yaşadığımız sıkıntıların 2021 rakamlarına bakacak olursak hâlâ devam ettiğini görürüz.
Ana muhalefet partisi ve onların yol arkadaşları, kankileri olan diğer siyasi partiler ve liderleri, bırakın birbirinize hakaret derecesine varan söylemleri de hâlâ devam eden ve etmekte olacak bu sıkıntıları kaldıracak tavsiyelerde bulunun, iyi bir muhalefet yapın; kırmadan, dökmeden, hakaret vari söylemlerden uzak olarak.
Kişi başına düşen milli gelirin ne, ne kadar olduğu bu milleti ilgilendirmiyor. Zira vatandaş ay sonunda cebine girecek paraya bakıyor.
Enflasyon oranını 14.55 olarak bu millete ilan edeceksiniz diğer yandan doğalgaz ve elektriğe %15 zam yapacaksın ama emekliye ilk altı ay için ,%8.46 vereceksiniz. Bunun adına KAŞIK İLE VERİP, KEPÇE İLE ALMA derler.
Sözün özü kısa olanı imiş.
DELİK BÜYÜK,
YAMA KÜÇÜKTÜR.