-Dedeee.
-Heeeyt be aslan parçaları işte dedeniz geldi. Haydi bakalım hazırlanın, güreş yapıyoruz.
İki aslan parçası dedelerini uzun zaman görememenin verdiği mutluluk ile evin bütün odalarına koşuşturup dururlar.
-Enes, hadi koçum abine yardıma.
İki aslan parçasının yanın da birde ay gibi, nur gibi bir bala. Henüz 1 yaşında Zehra vardır. Yasin abidir 6, kardeşi sarı dana Enes henüz 2 yaşındadır.
Hepsi de dedelerinin gözünün nuru, ciğerinin parçası.
-Kel Aliço'nun torunu Yasin Ali'ço müthiş bir el ense ile dedesini tayfuna tutulmuş bir ağaç gibi darmadağan ediyor.
Diğer taraftan Enes Aliço dedesinin bacağından tutmuş yere yatırmaya çalışıyor.
Yılların pehlivanı İbrahim Aliço, Yasin Aliço'nun vurduğu el ense ile ne olduğunu anlayamadan rüzgara tutulmuş bir ağaç misali kendini yerde buluyor.
Tüm bunlar olurken kardeşi Enes Aliço birden dedesinin üstüne çıkar
-Pes mi dede, pes mi!!!
-Pes evlat, pes!!!
Diğer taraftan ne olduğunu anlayamayan Zehra'da dedesinin üstüne çıkmış birşeyler mırıldanır.
Herkes mutludur, küçükler uzun zamandır göremedikleri dedeleri ile oynamanın mutluluğunu yaşarlar.
-Hadi bakalım, uyku saatiniz gelmedi mi? Yasin, getir bakalım hikaye kitaplarından bir tanesini de okuyalım.
-Tamamdır dede, hemen getiriyorum
-Hatun ben bugün çocuklar ile yatacağım.
-Tamamdır bey
-Dede, getirdim.
-Hangi kitap?
-Peygamberim bugün Yaşasaydı
Dede ve torunlar kitabın ilk sayfasını açıp okurlar. Güreşmekten bitap olmuş küçük bedenler dedelerinin masal kitabı okumasından bir müddet sonra uyuya kalırlar.
Saat 04.17
Büyük bir ses. Sanki yerden büyük bir güç yukarıya doğru vuruyorda vuruyor. Bir anda duvarlar, herşey yıkıldı.Herşey enkaz altında idi.
-Adın ne evlat, sakin ol, korkma.
-Yasin...
-Başka kimler vardı yanın da?
-Kardeşlerim ve dedem.
Geçmek bilmeyen dakikaların sonunda Yasin'in kardeşi Enes'te çöken binanın altından kurtarılır.
-Dedem, dedem. Dedem de vardı yanımda.
-Sakin ol evlat onu da kurtaracağız.
Aradan uzun bir zaman geçer, enkazın altından bir küçük kız çocuğu daha çıkarılır.
Gözlerde korku, endişe, üzüntü...
Diğer taraftan sabahın demir gibi soğuğu depremzedeleri daha bir başka vurmuştur.
Son yapılan hummalı çalışmaların sonunda çöken binanın içerisinden 5 kişinin cansız bedenleri çıkarılır.
Bugün empati yapın.
Bu hikayede ben de empati yaptım. O depremin altında ben ve ailem kaldı.
Öldüm.
Masum sabiler, annesiz...
Masum sabiler, babasız...
Cennete uçan bedenler.
Bugün o enkazın altında sizin cesediniz olabilirdi.
Bugün o kurtarılan çocuklar sizin evlatlarınız, sizin torunlarınız da olabilirdi.
Bugün; mal, mülk, para düşünme zamanı değil. Bugün elde avuçta ne varsa gönderme zamanı.
Ve bugün DUA ZAMANI.
Selâm ve dua ile
Bülent ERTEKİN