Ehl-i hakikat müttefikan diyorlar ki:
"Herşey zıddıyla bilinir."
Bunu son bir ay içerisinde bilakis yaşadıklarımız ile daha iyi öğrendik, öyle değil mi?
Evet.
Sağlık...
Sağlık çalışanları...
Sağlıkçı ordusu...
Hepside hiçbir ard niyet taşımadan gecesine gündüzüne katarak çalışan fedakar ve kahraman isimsizler.
Oysa çok değil, virüs imtihanı ile muhatap olmadan önce bunları konuşuyormuyduk?
Hayır!!!
Akşam 19.00 haberlerinde hemen hemen iki üç günde bir bu kahramanlara yapılan alçakça saldırı haberlerinin görüntülerini kahr olarak seyrediyorduk.
Yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen verilere göre Türkiye'de son bir buçuk yılda 20 bin sağlık çalışanı şiddete maruz kalmış, buna bağlı olarakta sağlık çalışanlarının hayatları boyunca şiddete maruz kalma oranı yüzde 73 şeklinde kayıtlara geçiyor.
Sağlık çalışanlarının yüzde 82'si şiddete maruz kalma endişesi taşıyor. Söz konusu endişe ise sağlık çalışanlarında stres, korku, kaygı, depresyon, tükenmişlik sendromu gibi duyguların yoğunlaşarak işlerine yansımasına sebep oluyor.
2019 verilerine göre, sağlık çalışanlarının 12 ay içerisinde yüzde 72.4'ünün şiddete uğradığı, yüzde 47.8'inin şiddet olayına şahit olduğu biliniyor. Yâni bu şu demek her 100 dallamanın, alçağın, manyağın %73 sağlık çalışanlarına ŞİDDET UYGULUYOR.
Son gelinen durum ile inşaallah bunlarında önüne geçilmiş, sağlıkçılarımızı ve tüm sağlık personelini saygı, sevgi, hürmet duyulacak bir duruma getiririz. Tabiiki öncelikli olarak insanımızın bu konuda eğitimi, eğitilmesi gerekmektedir. Her ne kadar yasal ve cezai önlemler önemli ise de insanımızın yapılan işin ve yapanların işine değer vermeleri ve saygı duymaları gerekmektedir.
Son durumda sağlık çalışanları için yeni bir düzenlemeye gidildi.
Düzenlemeye ilişkin önergede, Meclis'te grubu bulunan beş siyasi partinin grup başkanvekillerinin imzası yer aldı.
Düzenlemeye göre, kamu ve özel sağlık kurum ile kuruluşlarında görev yapan sağlık personeliyle yardımcı sağlık personeline karşı, görevleri sebebiyle işlenen, Türk Ceza Kanunu'nda yer alan kasten yaralama, tehdit, hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarında, ilgili kanunlara göre tayin edilecek cezalar yarı oranında artırılacak.
CEZALARI ERTELENMEYECEK
-Söz konusu suçlarda, Türk Ceza Kanunu'nda yer alan hapis cezasının ertelenmesi hükümleri uygulanmayacak.
-Şiddetin vuku bulduğu sağlık kuruluşunda, faile veya yakınına mağdurun verdiği hizmeti verebilecek başka sağlık personeli ve yardımcı sağlık personeli bulunması halinde, hizmet, ilgili diğer personel tarafından verilecek.
Sonuç olarak;
a-) Sağlıkta şiddetin önlenmesi adına cezaların arttırılması yanında bu hükümlerin uygulayıcılarının kanun hükümlerini hayata geçirmesi gerekmektedir.
b-) Şiddet uygulayan ya da sağlık çalışanına karşı kanunda belirtilen diğer suçları işleyen kişinin o sağlık kuruluşundan belirli bir süre, suç mağduru hekimden ya da sağlık çalışanından ise sağlık personeli istemediği sürece hiç hizmet alamaması yönünde bir düzenleme yapılmalıdır.
Bana soracak olursanız ben de biraz piskopat durumlar söz konusu oluyor. Tıpkı Çin Ulusal Sağlık Komisyonu ve Çin Yüksek Mahkemesinin ortak açıklamada belirttiği gibi "sağlık personeline saldırı suçu işleyenlerin idam cezası alabileceği"
Ya da...
Çok piskopata bağladım galiba.
Sizce de bu alçaklar bunu haketmiyor mu?
Selam ve dua ile.