Hani bir söz var ya...
Ağzımızda peselenk olmuş...
Yazarız...
Okuruz...
Ve çoğu zaman da söyleriz...
Söyleriz söylemesine de içeride ve dışarıda öyle HİÇLER var ki vatanında, bayrağında, birlik ve beraberliğinde ne olduğunu bilmez, bilmek istemez.
Biz den diye düşündüğümüz bir siyasetçi. "1974’te biz adına Barış Harekatı desek de bu bir savaştı" diyecek kadar kendinden, benliğinden, özünden TÜRKLÜĞÜNDEN uzak .
Üstelik bu bir lider...
Hem de KKTC nin.
Oysa öyle anlar vardır ki...
Öyle sözler vardır ki...
Sözün bittiği yerde sadece o anlar vardır.
Yıl 1964...
Yer Kıbrıs...
............
Bu sırada Malatya'dan kalkan jetler de, Erenköy'deki Rum mevzilerini bombalar. Hücumbotlara yönelik ikinci hücum kolundaki dört jette; Yüzbaşı Cengiz TOPEL, Üsteğmen İzzet ÖZTARHAN, Yüzbaşı Mehmet KONEDRALI ile Üsteğmen Ethem SANCAR bulunuyordur ve komuta, Yüzbaşı Cengiz TOPEL'dedir. Cengiz TOPEL'in F100D jeti, ikinci dalışına hazırlanırken vurulur.
Bilinen son telsiz konuşmaları, durumu açıkça göstermektedir:
- Cengiz Yüzbaşım, uçağından dumanlar yükseliyor; atla! (Ütğm.İ.ÖZTARHAN)
- ...
- Yüzbaşım! Cayır cayır yanıyorsun; atla! (Ütğm.İ.ÖZTARHAN)
- Tamam, atladı. (Muhtemelen, Yzb.M.KONEDRALI)
- Paraşütü açıldı. (Muhtemelen, Ütğm.İ.ÖZTARHAN)
1964'te Kıbrıs'a düzenlenen bir hava harekatı esnasında zarar gören uçağından paraşütle atlayarak kurtulan ancak sonrasında Rumlar tarafından esir alınarak, türlü işkencelerle öldürülen Şehit Yüzbaşı Cengiz TOPEL' in hikayesinin başlangıcıdır. Sonrası ise bir facia bir vahşettir.
Cengiz Topel, 8 ağustos 1964 tarihinde esir düştüğü Rumlar tarafından işkence ile öldürülmüştür.
Cengiz TOPEL’in cesedini görenler arasında bulunan Eşref DÜŞENKALKAR şöyle diyor:
‘’Birleşmiş Milletler askerlerinin temsilcileri önünde aziz şehidimizi gördüğüm gün, hayatımın en ıstıraplı günü idi. Ana vatanla yavru vatan arasına çelik kanatları ile köprü kuran TOPEL' imize son bir defa daha baktım. baktım ki; kahpe Rumlar sol gözünü tahrip etmişler, pazılarını matkapla oymuşlar, kafatasının sol tarafına beton çivisi çakmışlar, sol ayağını kırmışlar, bu yetmiyormuş gibi boğazından göbeğine kadar göğsünü yarıp çuval diker gibi dikmişler. (bir doktorumuzun beyanına göre iç organlarını çalmışlar, kalp ve ciğerlerini) bir ara yumruklarını sıkmış, dişlerini kenetlemiş, ideal vücutlu cengiz topel’imize kahpece yapılanları düşündüm ve o an Allah’ın bana lütfetmiş olduğu tebessümü Rumların çaldığına inandım ve yemin ettim: yunan sözü lügatlerde durdukça, bu kin benden vallahi de gidemez.’’
(Vehbi Zeki Serter, Kıbrıs’ta Rum - Yunan saldırıları ve soykırım, ataşe, s.231-236)
Vatanı sevmek...
Bayrağı sevmek...
Kardeşlerimizi...
Nerede bir mazlum...
Nerede bir mahsun var ise.
Ve....
Kutsal bildiğimiz ve inandığımız manevi değerlere sahip çıkmak bizim için vazifelerin en önemlisi en gurur vericisidir.
Dün zalimlerin zulümlerine
YETER!!! SÖZ MİLLETİN diyenler
Bugün de mazlumların GÜR SESİ olmaya devam edecektir.
Lâkin!!!
Siz HİÇLER...
Siz HİÇ OĞLU HİÇLER bunu bilemez anlayamazsınız.
Son sözümüzü, Barış Pınarı Harekâtı’nın başarıyla tamamlandığını, bölge barışı ve bölge güvenliği için başarılı bir harekât oluğunu belirten Başbakan Tatar, “Ne mutlu Türk’üz ve bu topraklarda yaşıyoruz. Türk askeri buradadır ve burada olmaya devam edecektir, Türkiye’nin garantörlüğü devam edecektir.
“6 yaşında burada asker selamını verdim, hala daha aynı selamla buradayım” (DHA)
Biz de seni, şehid ve gazilerimizi
ASKER SELAMI ile SELAMLIYORUZ.
VATANIN ASLAN YÜREKLİ EVLADI.
Selam ve dua ile.
Bülent ERTEKİN