Her ne kadar kendisi ile yüz yüze görüşmemiş hatta ve hatta telefonla seslerimizi dahi işitmemiş olmamıza rağmen whatsapp üzerinden yazıştığımız bir abi ile kardeşliğimiz ve kardeşliğin üzerine kurmaya çalıştığınız bir muhabbetimiz olmaya başladı. İşte bu büyüğümden ulusal yayın yapan bir gazetenin akademisyen yazarının günlük bir yazısı geldi. Yazar yazısında,
AKMHP Cumhurbaşkanı Erdoğan eskiden de üst üste hatalar yapıyordu ve fakat bunları kitleler duymuyordu.
Ama bilhassa son aylarda yaptığı hataları millet artık duymaya ve hissetmeye başladı.
İki sebebi var: Birincisi, iktidar gazetelerinde de muhalefet yazıları yer almaya başladı. İkincisi de sosyal medya fiilî sansür de denilebilecek olan haber yasağı ağının delinmesine ciddî katkı yapıyor.
Bu hataların bu şekilde duyulup dillendirilmesinin iktidarı yıkacak olmasından korkan çok sayıda AKPsever dostumuzun “ne oluyor” sorusunu biz dahi işitiyoruz.
(A.g.g )
diye yazıyor ve bunu misallerle anlatmaya çalışıyordu.
Aslında muhalif bir yayın politikası takip eden gazetenin bu tür makaleleri ne ilk nede son idi. Zira 2002’den beri iktidarda olan partinin iyi, güzel ve faydalı olan hiç bir icraatını TAKDİR EDEN yazılarını görmedik. Sürekli MUHALİFLİĞİNİ yapan bir gazete. Lâkin yukarıdaki makaleyi okuyunca "Hah işte şimdi oldu. İşte bu zamana kadar olması gereken yazı bu." dedim.
Evet bizler siyasetçi değiliz. Lâkin güzel icraatları alkışladığımız gibi hatalı ve yanlış olanları da TENKİT ETMEYİ bilmeliyiz. Yayınlanan yazı tüm medya mensupları için geçerli bir yazı olmalı. Medyanın değerli üyeleri; VATAN, MİLLET VE KUTSAL DEĞERLERİMİZ için siyaset yapan tüm siyasileri TAKTİR ETTİKLERİ kadar TENKİT ETMEYİ bilmelidirler. Bu yazar/lar ister YANDAŞ, isterse YOLDAŞ olsun. Bu tenkitlerde elbette hakaret etmeden ve dahi aşağılamadan olmalıdır.
Zira siyasetin içinde olanlar bazen görmeyebilir, basiretleri bağlanabilir veya YALAKA ve SOYTARILIK YAPANLARIN ETKİ alanlarında kalıp GAFLET İLE YANLIŞLIKLAR YAPABİLİRLER. İşte burada YAZARLAR DEVREYE GİRER/GİRMELİDİRLER.
Tarafıma gönderilen yazarın (bana göre) yayımlanan yazısında yazar, inceden inceye gene yapacağını yapmış.
ÇITIRTILARI DUYUYOR MUSUNUZ?
diyerek parti içerisinde KIRILMALARIN,
FAY HATTINDAKİ KIRIKLARIN NASIL HAREKETE GEÇTİĞİNİ dolaylı yoldan yazmaya çalışmış.
Valla ne diyeyim tam 16 yıldan beri bu partinin lideri ve üyeleri o KIRIKLARLA (!) ÇITIRTILARLA ve dahi ÇATLAKLAR ile (!) UĞRAŞIYOR.
Yazıyı biraz uzattım. Ne yapayım konuşamayınca yazıyorum elli üç yaş sendromu olsa gerek. (!) (Not: bir gün onu da yazarız.)
Sayın yazarım yukarıda iki ana başlık ile açıkladığınız konuların hepsi de çok güzel fiiller değil mi? Bana göre 2002’den itibaren başlayan yürüyüşte olması gerekenler de bunlardı. Yani iktidar ve onun idarecilerinin yanlışı görüldüğünde yanlışa YANLIŞ, doğru yaptığında da EVET DOĞRU ve GÜZEL deyip alkışlanması ve daha güzel icraatlar için fikirlerini beyan etmeleri gerekiyordu. Bence bu ülkenin başındaki zatın ve idarecilerinin hata yapmaması için en güzel bir fiil. Öyle değil mi? Yani bu davranış ile KRAL SOYTARILARININ döneminin bittiğini ya da bitecek olduğunun bir işareti olabilir mi? Belki? Zira memleketin ve dahi memleketlerin SOYTARILARI HİÇ BİTMEZ.
İnşaallah bunları nazar-ı dikkate alırlarsa hata ve yanlışlarının bir kez daha tekerrür etmemesine sebeb olabilirler.
İkinci sebebe gelince, bence bu zamana kadar ulusal ve yerel gazeteler ve onların anlı şanlı gazetecileri iktidarı özelliklede bu ülkenin başkanını tenkit noktasında yazdıkları makalelerinde hiçte geri kalmadılar. Yazılan tüm bu yazılara rağmen hiçbir gazeteci ipe gitmedi? Hainleri bu grubun dışında tutuyorum.
Kimsenin gazetecilik kimliği elinden alınmadı?
Kimsenin gazetesi kapanmadı?
Buna en güzel örnek makalesini gönderdiğiniz yazarın gazetesi değil mi?
Bana kalırsa ÇITIRTI DEĞİL!
Yine...
Yeni...
Yeniden... bir çalışmanın startı verildi.
Bence ÇITIRTI değil olsa olsa hatalardan ders alan ya da alması gereken bir iktidarın
GÜMBÜR GÜMBÜR AYAK SESLERİ geliyor gibi.
Tabii ders alınırsa.
Bülent Ertekin