Adama baksan adam değil...
Kabadayı hiç değil...
Boy yok, post yok. Tip desen Allah selamet vere. Lâkin bu köftehor ne boyuna ne posuna bakıyor. Atar üstüne atar, dayılık, efelenmek üzerine adamın eline su dökülecek gibi değil.
Polis, motosikletli kuryeden kimlik istiyor "Sen benden kimlik isteyemezsin" deyip, telefonuna sarılıyor: "Bana teşkilatın numarasını verin, eniştemi verin bana..." diyerek eline su dahi dökemeyeceği polis evladımıza atar üstüne atar, dayılanmak üzerine bütün hünerlerini gösteriyor.
Adama sorasınız geliyor: " Kardeşim ot mu yedin, yoksa toz mu içtin?" Polis evladımız mı? Allah öyle bir Eyüp (a.s) sabrı vermiş ki, "bu kadar da yapmayın, indirin şu ahlaksızı aşağıya" diyesiniz geliyor.
Bununla da bitmiyor. Virüsten dolayı bütün memleket, çoluk çocuk evde. Malum 2 günlük sokağa çıkma yasağı. Adam karısı ile yasağı masağı taktığı yok. Üstüne üstlük bir de aslan sütünü içmiş, yâni çakır mı çakır keyifli, belki yanında Kırkağaç kavunu, bir de tam yağlı bir teneke peynir ile demlenmiş.
Polis evlatlarımıza gelince; onlar yağmur demeden, çamur demeden görevde.Yol kontrolü yapıyor. Alkollü adam, ceza yazan trafik polisine "Seni buralardan sürdüreceğim, Doğu'da kendine yer beğen" diye nara atıyor.
Terbiyesizliğiniz...
Ahlaksızlığınız...
Kural tanımamanız...
İsyankarlığınız...
Yaptığınız atarlarınız artık canımızı sıkıyor.
Şu yaptıklarınızı bir de ABD de, Fransa'da, Almanya'da yapında görelim.
Polis evlatlarımızı üzmeyin.
Atarlarınızı kendi çöplüklerinizde yapın.
SON SÖZ:
Sayın İçişleri Bakanım 03 Ocak 2018
tarihinde:
"Okulun çevresinde bir uyuşturucu satıcısını gördüğümüz zaman, beni ne kadar kınarlarsa kınasınlar, ne kadar eleştirirlerse eleştirsinler o uyuşturucu satıcısının ayağını kırmaya polis görevlidir." beyanınıza istinaden artık polis evlatlarımızı bu; Çakma efelere...
Yandan çarklı Polat Alemdar tiplere...
Yeşilçam figuranlarına maskara etmeyin diyoruz.
Ne yapılacaksa bir an evvel yapın.
Yapın ki; bu aslan parçalarını daha fazla üzmelerine fırsat verilmesin.