Geçmiş aylarda gündemimizi belirleyen bir konu vardı. Akşam haberlerini açtığımızda tabiri caiz ise her haber kanallarında onlarla yatar onlarla kalkar olmuştuk.
UBER / TAKSİCİ GERGİNLİĞİ...
Neler oldu neler ne kavgalar ne burun düzeltmeler (!) ne yol kesmeler vs. vs. zannedersiniz ki taksiciler CİHAT FETVASI almış KELLE ALMAYA GİDİYOR.
Misal mi?
Birader, misal değil canlı olaylar var.
İşte birkaç tanesi.
Eminönü'nde bir kadın yolcuyu yakın mesafeye gitmek için araçlarına almayan, bir turist kafilesini de iddiaya göre dolar bozdurmak bahanesiyle dolandıran taksi şoförleri ile onları görüntüleyen UBER sürücüsü arasında kavga çıktı. Kavga sırasında tekmeler, yumruklar havada uçuştu.
(18.10.2018)
Taksiciler, müşteri gibi çağırdıkları UBER şoförünü dövdü!
(07 Mart 2018)
Yahu kardeşim bu arkadaşlar koskocaman, yirmi milyona sahip bir ülkede dikkat buyurun şehir demiyor diyemiyorum " müşteri mi kalmadı da birbirlerini yeme gayreti içerisindeler" diyebilirsiniz. Oysa bu kavgaların ağız burun düzeltmelerin(!) kaş göz yapmaların (!) elbetteki bir sebebi bir sonucu var. İş bildiğiniz gibi değil, BAYAĞI KAYMAKLI
UBER ile taksici kavgasının arka planında pazar kaygısı var. İstanbul’da toplam plaka değeri 30 milyar, yıllık cirosu 5 milyar liraya ulaşan taksiler bu pazarda rakip istemiyor. Yaaa, gördünüz mü KAYMAĞI, hem de KAYMAKLI BALLI!
İsterseniz bir de şu meşhur UBER’E bakalım UBER, bir akıllı telefon uygulamasıdır. Telefona yüklendikten sonra kullanıcılara gidecekleri yerlere kadar eşlik edecek ulaşım aracını tespit etme, bulma, çağırma, fiyatını ve güzergahını belirleme hizmeti vermektedir. Kullanıcı gideceği yere taksi, lüks araç, tekne ya da herhangi bir araç ile gitme seçeneklerine sahip olabiliyor. Dikkat buyurun " KULLANICI GİDECEĞİ YERE TAKSİ, LÜKS ARAÇ statüsünde hizmet ediyor.
Yani şoförün saçı sakalı temiz...
Kıyafeti düzgün...
Konuşması kibar...
Ağızda argo ifadeler yok...
Araca bindiğinde hoş geldiniz...
İndiğinde iyi günler...
Araçta sigara kokusu yok...
Yani hem araç bakımlı temiz ve yeni,
Hem kullanıcı şoför kibar ve temiz.
Şimdi size soracağım soru iki seçenekten oluşuyor. (Karînin kafası karışmasın diye)
"Yolculuk için kimi seçersiniz?
a) UBER
b) TAKSİ
Cevap
A) UBER!
Neden ve niçinlerini sormayacağım.
Sadece birkaç haberi paylaşacağım. Aşağıdaki haber daha yeni hem de sımsıcak.
İstanbul İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın talimatları doğrultusunda kent genelinde uygulamalarını sürdüren Turizm Şube Müdürlüğü ekipleri dün gece Fatih'te Turizm Güvenliği Uygulaması kapsamında ticari taksiler ve yolcu taşımacılığı yapan araçlarda denetim gerçekleştirdi. Turizm Şube Müdürlüğü ve Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ekiplerinin kent genelinde faaliyet gösteren yaklaşık 200 TİCARİ TAKSİ ve yolcu taşımacılığı yapan ARAÇLARDA gerçekleştirdiği DENETİMLERDE,
EMNİYET KEMERİ TAKMAYAN,
HAREKET HALİNDEYKEN TELEFONLA KONUŞAN,
TAKSİMETRE AÇMAMA,
EVRAK EKSİKLİĞİ,
FAZLA YOLCU ALMA...
Gibi kurallara uymayan sürücülere cezalar kesildi. Uygulama kapsamında toplamda 17 bin 500 TL idari para cezası kesildiği öğrenildi.
(20.10.2018 - 10:24)
Yaşanan onca olaydan sonra devlet taksicilerin araçlarını ve rengini değiştirme kararı aldı. Böylelikle hem taksiler renklenecek hem de gençleşecek. Peki ya aracın pilotu, komutanı ya da şoför amcamıza bir değişiklik, bir eğitim, bir düzenleme var mı? Maalesef işte şimdilik o yok. İşimiz hep makyaj olduğundan daha oraya sıra gelmedi. (!)
Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Yönetim Kurulu Üyesi Halit Yılmaz, yaptığı yazılı açıklamada,
"UKOME'nin aldığı yeni karara göre, 31 Mayıs 2018 tarihinden itibaren herhangi bir sebepten dolayı araç değişikliği veya sahip değişikliği durumunda asgari D segmenti şartı getirilmiştir. Yani, yenilenecek araçların renkleri turkuaz ve siyah renkte olacak." ifadelerini kullandı.
Yahu bilader ne diyeyim?
Ne söyleyeyim?
Ne yazayım? şaşırdım kaldım.
Araç değişse ne olur, değişmese ne olur?
Rengi değişse ne olur, değişmese ne olur?
Araç Mercedes olmuş ama içindeki maganda olmuş.
Aracın rengi siyah olmuş olsa,
Emin olun içindeki şoför kardeşimizin kılık kıyafeti siyah pantolon, siyah ceket, elinde tespih, gömleğinin düğmeleri göbek deliğine kadar açık ve göğüs kılları araca binen müşteriye " BUYUR ABİ" demezse demedi demeyin.
Yani sizin anlayacağınız
ÖNCE EĞİTİM!
Evet, ARABANIN RENGİNDEN ÖNCE,
ARABANIN ÜST SEGMENTİNDEN ÖNCE
İÇİNDEKİ KARDEŞLERİMİZİN EĞİTİMİ.
NOT: Bu yazdıklarım TAKSİNİN İÇİNE GİRDİĞİMDE KENDİMİ TANIYAMIYORUM ABİ diyen şoför kardeş ve abilerimize.
Son sözümüz
HER DAİM EĞİTİM ŞART!
Selâm ve dua ile
Bülent Ertekin