Engelliyim.
Engellisin...
Engelliyiz.
Siz hangi gruba giriyorsunuz?
Ben, 3 Mayıs 1965 İzmir doğumlu Bülent Ertekin, ben de bir ENGELLİYİM.
Dün 10 Mayıs 2022 Engelliler Günü Haftasının başlangıcı idi. Sülalemin herkesçe bilinen(!) medyatik akrabası Google amcaya sorduğumda;
"Engelliler Haftası, 10 Mayıs ile 16 Mayıs arasında, Birleşmiş Milletler'e üye 156 ülkede aynı tarihlerde kutlanan özel haftadır." der.
Peki ne oluyor bu haftada emmi(!), neler yapılıyor, neler konuşuluyor diye sorumuza devam ettiğimizde,
"Engelliler Haftası boyunca; engellilik sorunu, engelliliğin önlenmesi ve engellilerin eğitimi konusu üstünde durulur." der.
Derler..
Derlerdeeee...
Anlatırlarda anlatırlar.
Öyle güzel öyle heyecanlı anlatırlar ki:
D100 de, E80de, Tem de, e80 de hatta ve hatta E90 da yol olur olmasına da bu milletin bazı SARI DANALARIN(!) KULAĞININ SAĞINDAN GİRİP SOLUNDAN ÇIKAR.
Zannedersiniz ki adam RONALDINHO gibi ayak bilekleri güçlü, Cristian Ronaldo gibi çevik. Nedense deniler ya "ben sporcunun zeki, çevik hem de ahlaklısını severim" diye bu meziyetler bizim sarı danaların biraz uzağından geçer(!)
Misal;
Engelliler için hemen hemen her yerde özel, kamu gibi yerlerin park alanlarında muhakkak 7/ 8 tane ENGELLİ ARAÇ PARK yeri vardır. Sağolsun devlet bu yerleri bu DALLAMA SARI DANALAR(!) gelipte araçlarını koymasın diye birde engelli işareti koymuş.
Lâkin dedik ya dallamaların ve sallamaların önde gideni gelir tamda o yere aracını koyar. Olacak ya, tevafuk işte tamda siz o esnada gelir ve
-Beyefendi engelli misiniz?"
- Yo kardeşim?
-Burası ben ve benim gibi engelliler için tahsis edilmiş
Lütfen aracınızı çekermisiniz?
-Ben de engelliyim. Başım ağrıyor kardeşim?
- Belli beyinden engellisiniz.
Demenize rağmen özür dileyip
-Pardon kardeşim, çok özür dilerim diyeceği yerde kokuşunu(!) dönüp sallana sallana gidişine şahit olursunuz.
Bu olmayan yaşanmamış hayali bir canlandırma değil, bizzat şahsımın yaşadığı birebir bir değil birçok kez karşılaştığım bir olay.
Bugün veya yarın bu ve buna benzer daha birçok olayları sizler de yaşıyacak ve göreceksiniz.
Yaşım 58.
2017 de de ilk kez tek baston ile hayatıma devam ediyor idim. Sorarsanız o zamana kadar nasıldı. İngiliz atı gibi idim.
2017 den itibaren kronik rahatsızlıklarımın her geçen gün seyrini değiştirmesi neticesinde 2020 senesinin Nisan ayından itibaren ise tek baston yetmemeye iki bastonla yürümeye ve 2022 Şubat ayından itibaren de Wolkir ile yürümeye başladım.
Kaslarda güçsüzlük yürüyüş standartlarıma tesir ediyor ve iki bastonla dahi yürümekte zorlanmaya başladım. Yani çok kısa bir sürede nerden nereyeeeeee derler ya benimde durumum işte, tamda bu misal.
Şimdi siz, sizler.
Hiç aklınıza bir arı sokması ile kalb damar problemleri yaşayacağınız veya yürüyemiyecek olduğunuz aklınıza geldi mi?
Yada işe gittiğinizde, "hadi şöyle yorgunluk sigarası içeyim de kendime geleyim" dediğinizde aradan 5 dakika geçmeden gözlerinizi müşahede odasında, sonrasında ameliyat ve hastane servis odanızda açtınız mı?
Açtığınızda da kısmı felç olduğunuzu 80 yaşındaki gözü yaşlı annenizden duydunuz mu?
Beyninizdeki çeri büyüklüğündeki ur alındığında ameliyat sonrasında meydana gelen olağan durumu doktorlarınız anlattı mı? 54 yaşındasınız, kısmı felçlisiniz, altınız bağlanıyor ve sonda takılı.
Bugün hepsi birer ibretlik hayat hikayeleri ile dolu olan nice insan, Fizik Tedavi ünitelerinde yürümek, sadece sadece bir adım atmak, ellerini, kollarını hatta parmaklarını oynatmak, geçirdiği felçten dolayı tekrar kısmide olsa sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için egzersizler alan nice insanlar var? Gittiniz, gördünüz mü?
Unuttuğunuz...
Unutulan bir şey var.
İMTİHANDASINIZ!!
Ve bir gün sabah kalktığınızda kısmı bir felç ile imtihanınızın ilk günleri başlamıştır. Tıpkı FSM de tanıdığım, kardeşim Antalyalı Hafız Hakan gibi, tıpkı 54 yaşında ki Murat gibi ve daha nice Rabbimizin Şafii ismi ile şifa bekleyen nice hastalar.
Ve hayat;
Eliniz...
Ayağınız...
Kolunuz...
Konuşmanız...
Kısaca Rabbimizin bizlere emanet ettiği vücudunuzun gördüğünüz, göremediğiniz tüm azalarınız şimdi çok daha kıymetli.
Şimdi siz o her 10 Mayıs'ta söyledikleri kalıplaşmış bir söz var ya hani,
HEPİNİZ BİR ENGELLİ ADAYISINIZ!
Evet hepim(n)iz birer ENGELLİ ADAYISINIZ!!!
İşte gerçek.
Düşünün.
Belki akl edersiniz.
Engelli dünyasına hoş geldiniz hanımefendiler, beyefendiler, hatta ve hatta kokuşunu(!) dönüpte giden AK SAKALLI AMCA(!)
HOŞGELDİNİZ!!!
Selâm ve dua ile.
Bülent Ertekin