Hiç gücenmediler.
Hiç sıkılmadılar.
Davamız diye yürekle, büyük bir inançla sarıldıkları meseleyi her yerde, her platformda, her zeminde söylemekten üstelik ellerine aldıkları mikrofonlar ile adeta yeri göğü inletircesine haykırdılar. İstedikleri ise
ANADOLU TOPRAKLARINDA BİR KÜRT DEVLETİNİ KURMAK.
Adım adım, bağırta bağırta istediklerine ilerliyorlar. Zannetmeyin ki şıp diye bugünlere geldiler. Yıllar önce ulusal bir gazetede günlük köşe yazarlığı yapan bir büyüğüm, abim PKK lılar için Anadolu'yu parçalayacaklar ve doğuda bir Kürt devleti kuracaklar demişti. Terörist başı içinde onu da serbest bırakacaklar dediğinde çok garipsemiştim. Bunu söylediğinde ise 1985 veya 1989 yılları idi.
Bugün gelinen noktada ise bunu ilk ifşa edenlerden birisi MHP nin eski ve güçlü siyasetçilerinden Prof. Dr. Ümit Özdağ gündeme getirmiş ve çıkmış olduğu bir tartışma programında "CHP, HDP ve İyi Parti’nin üzerinde uzlaştığı anayasa taslağını" deşifre etmişti.
Sonrasında ise üç partide inkar etmişler lâkin ilerleyen günlerde CHP’li Engin Özkoç HDP’nin TBMM kapalı oturumunda dillendirdiği
Türkiye’nin 20-25 eyalete bölünmesi, bunların kendi kendini yönetmesi gibi garip garip(!) fikirlerin konuşulduğunu ve tartışıldığını ve talepleri patlatmış idi.
Söylenenler...
Kapalı kapılar ardında konuşulanlar ve yazılanların hiçbirisi YALAN DEĞİLDİ.
YANLIŞ DEĞİLDİ.
FANTAZİ İSE HİÇ DEĞİLDİ.
Lâkin iş sadece eyalet sistemi ile kalmıyordu. Dahası;
-25 eyalet başkanlarının TBMM’ye gelmesi.
- Her eyaletin yer altı zenginliklerinin kendisine ait olması.
- Özerklik (istediğinde ayrılma) hakkının saklı olması.
- Türk ve Kürt kurucu unsuru olarak; iki kurucu unsurun kabul edilmesi.
Terörden temizlediğimiz bölgeler, -uzlaştıkları anayasa taslağında olduğu gibi- “özerklik yoluyla” HDP’ye, dolayısıyla PKK’ya verilecek. Yer altı zenginlikleri, bölgenin yönetimi onların olacak.
- “Önder” olarak Öcalan’ı resmîleştirecekler, istedikleri zaman da Türkiye’den ayrılacaklar.
Gibi tekliflerde sırası ile gelecek.
Yeni bir şey mi?
Hayır!!!
Zira yıllar öncesinde ABD derin devletine çalışan Henry Kissenger:
"Kıyamet Savaşı olacak, Ortadoğu'daki dengeler tamamen değişecek. 7 ülke işgal edilip Büyük İsrail Devleti kurulacak. Bu 7 ülkeden biri kesinlikle Türkiye olacak" demişti. Hatırlayın masa üzerinde cetveller ile çizilen haritaları.
Oyun öyle böyle değil. Büyük bir oyun. Ve bu oyunun asıl ve en önemli ayağı ve en büyük hedefi TÜRKİYE!
Yıllardır ülkemde ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel bir çok krizler oldu, oluyor. Elbette bunların içerisinde en büyükleri şüphesiz ki demokrasinin vazgeçilmez kuralı olan seçim ile gelen iktidarların ihtilaller ile alaşağı edilmesi idi. Güçlü iktidarların ise ekonomik darbeler ile yerle yeksan edilmeye çalışılması idi.
Türkiye demokrasi adı altında bu parçalanmayı "güzellikle" kabul etmezse işgal edilecek.
Olay bu kadar basit!
Güzellikle parçalanmayı kabul etmezse ekonomik kaos ve iç çatışma sonunda işgal senaryosu devreye sokulacak. Zira ihtilaller ile bunu denediler.
En sonunda gelecek seçim Türkiye'nin parçalanmasını "güzellikle" gerçekleştirecek birine seçimi kazandırtmayı deneyecekler.
Erdoğan'dan sonra, Erdoğan karşıtı birinin Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra Batı'dan "... trilyon dolara" yakın paralar akıtılarak bu para ile ülkenin ekonomisini rahatlatıp halkın güzellikle bölünme ve parçalanmaya ses çıkarmaması sağlanacak.
Ve daha bir çok halledilmesi halledilmeyi bekleyen konuların, problemlerin halledilmesi sağlanacak.
Para, rahatlık ve lüksten âdeta başı dönen milletin parçalanmanın umrunda olmaması sağlanacak. Tıpkı bugün bazı dert yandığımız, lakin dert yandığımız bu konuların iyileşmesi ve/ya iyileştirilmesi için hiçbir şekilde radikal kararlar alarak elimizi değil yüreklerimizi bu sorumlulukların altına koymadığı mız gibi.
Bu trilyon dolarlar sadece Türkiye'de Türkiye için değil bölgeyi kapsayan çok büyük kirli projelerde de kullanılacak. Plan büyük.
Para onlar için sadece bir el kiri. O kadar. Hatırlayın Conilerin Suriye'de harcadıkları trilyon dolarları, binlerce tırlarla giden askeri yardımları
Şimdi söyleyin an itibari ile ana muhalefet partisi ve diğer muhalif partilerin şuana kadar söylemlerini ve HDPKK ile yaptığı açık ve kapalı kapılar ardında yaptıkları pazarlıkları.
Bir kez daha düşünün.
Bu zamana kadar iktidarın yaptıkları güzel işlerdi, lâkin son zamanlarda yaptıkları artık " bu kadar da olmaz" dedirtecek işlerde var, yok değil.
Evet siyaset ve siyasetin içinde dönen Bizans entrikaları başımızı döndürüyor. Lâkin CHP'nin seceresine baktığımızda lütfen "CHP gelse idi bunlardan daha iyi yaparlardı" gibi sizlerde safi zihinleri bulandırmayalım. Unutmayın!!! Bu milleti 18 sene Ezan'sız ve Kuran'sız yaşattıkları ve daha nice eza ve zulümleri
Oyun büyük ..
Oyun içinde oyun tezgahlayanların tuzaklarına sakın olaki düşmeyin.