Yeni mi?
Elbette değil. Kendimi bildim bileli ülkem ile gurur duyuyorum. Bu nedenle de birisi bir şey dedi mi KÜKREMİŞ BİR SEL GİBİ BENDİMİ AŞIYORUM.
İşte o zaman tutana aşk olsun...
Corono virüsü hadisesi ile bir kez daha gördük ki dünyayı yöneten güçler bir .iç imiş. Bakmayın sattıkları cakalara. Zulüm ve baskı ile kurdukları otoriter rejimlerinin arkasında ise kof bir yapı, yalan, akla ziyan senaryolar ve kandırmaca üzerine kurulmuş yönetim. Hepsi için gözümüzde ve zihnimizde büyüttüğümüz sözler vardı.
Fırsatlar ülkesi ABD...
Sosyal devlet....
İnsana verilen değer...
Panzerler...
Oysa bugün gelinen noktada süperinden tutta tüm AB ülkelerinin sınıfta kaldığını görüyoruz.
Hastanelere giden hastalarına bakamayan...
1000 ile 10000 dolardan aşağı corono testi yapmayan...
65 yaş üstünü ölüme terkeden ve bunun protokolünü yapan...
Sağlık personelini çöp torbalarına muhtaç eden...
İnsanlarına bir maske dahi vermekten aciz olan...
Ağlayarak sedyedeki yaşlı hastayı geri çeviren Fransız hemşireler...
"300 değil, 3 bin solunum cihazına ihtiyacımız var" diyerek Trump'a isyan eden ABD'deki valiler...
Balık taşımakta kullanılan tırlardaki ölüler...
Ne saymakla, ne yazmakla bitecek gibi.
Hepsi riyakar...
Hepsi alçak...
Ne merhamet...
Ne şefkat...
Ne de sosyal devletin esamesi var.
Gerçek yüzünüzü gördük!!!
Maskeleriniz düştü.
Horladığınız, küçük gördüğünüz bu ülkenin göndereceği tıbbi malzeme , maske, dezenfektasyon malzemelerine muhtaç oldunuz.
Sahi siz süperdiniz...
Dünyayı yönetiyor...
İşaret parmağınızı gözümüzün içine soktuğunuz da oturduğumuz yerde oturuyorduk (ya da dünyanın herhangibi bir ülkesi,) öyle değil mi?
Düne kadar eğitim için gittiği İngiltere'de bu ülke ve vatanı için her türlü hakareti yapanlar artık TÜKÜRÜKLERİNİ YALIYOR. "Vatanım ne kadar büyükmüş, bunu şimdi daha iyi anladım" deme cesaretini gösteriyor. Peki böyle mi olmalı idi.
Bir musibet...
Bir bela...
Bir hastalık mı başınıza gelmeli idi?
Oysa küçük gördüğünüz hor gördüğünüz vatanınız için attığınız twitler ile şeytanların değirmenine şu taşıyordunuz. Oysa bu devlet öyle bir devlet ki:
Beyin ölümü gerçekleşti diye Türk hastanın fişinin çekilmesi için kardeş ve eşinden izin isteyen Fransız'ların tıbbi tetkiklerine güvenmeyen hastanın abisi tüm yapılan operasyon bilgilerini Türkiye'ye gönderir. Türkiye'de ki doktorlardan "Fişi çekmeyin, yaşama umudu var " haberini alır almaz konsolosluk yetkilileri ile temasa geçer. Vatanın ASLAN YÜREKLİ EVLATLARI kardeşini Türkiye'ye getirmeye çalışan bir abi ve eşin yardım çığlıklarına kulak tıkamayıp HAVA AMBULANSI gönderir. Fransa'dan öldürülmek için izin istenilen Türk kardeşimizi gönderdiği hava ambulans ile Türkiye'ye getiren sanıldığının aksine güçlü bir devlet var. BÜYÜK TÜRKİYE!!!
Ve daha nice güzel, göğsümüzü kabartan olaylar.
Saymakla bitiremiyeceğimiz o kadar güzel hadiseler oluyor ki.
Oysa tüm bu güzel resim ve tabloların yanında hiç usanmadan kara tablo çizinlerde var. Sürekli felaket senaryoları yazıyorlar. Onlara bakarsanız ülkede olumlu tek icraat yok. Bu ölümcül salgını bile siyasete tahvil edip, hükümeti zora sokmak, insanların umudunu kırmak için adeta bir 'silah' olarak kullanıyorlar.
Devletimizin yaptığı tüm bu güzel icraatları keskin sirkelerin haricinde herkes taktir, teşekkür ve dua ediyor.
Ben her gün duyduğum...
Okuduğum..
Ulusal kanallarda gördüğüm fevkalade görüntüler ile
ÜLKEM İLE GURUR DUYUYORUM.
Allah'ın izni ile İnşaallah her şey dahada güzel olacak.
Biraz sabr edecek...
Biraz şükredecek...
Biraz da sağlığımız için üzerimize düşenleri bi hakkın yerine getireceğiz.
Gerisi...
Allah Kerim'dir.
Selam ve dua ile