Bu dedelerimiz, atalarımız var ya. Adam gibi adamlarmış. Hani derler ya; hepsi de altı değil, altmış okkalı adam imişler. Vallahi sizi bilmem ama ben, hani bir filmin repliği vardı ya tıpkı onun gibiyim;
HASTASIYIZ DEDEEEE!
HASTASIYIM DEDEEEEE!!!
Sayfalar dolusu yazıyı bir cümlenin içine sığdırıyorlar. İncirin içindeki küçük tanecikler gibi. Hadi bir de siz deneyin bakalım, yazabilirseniz helal olsun.
Dakika bir, gol bir.
Yooo.
Fenerbahçe Kasımpaşa maçını anlatmayacağım.
Mevzu;
Mesut ÖZİL geldiği günden beri futbolculuğu'nun ne kadarda büyük olduğu konusu gazetelerin spor sayfalarında, tvlerin de ekranlarında okuduk, seyrettik. Lâkin bir kaç gün öncesinde ekranlara bir SON DAKİKA haberi düştü. "Hay Allah, bay Kemal yeni bir senaryo daha yazdı, acaba bugünkü senaryo neyki?" diye merakla bekler iken büyük bir sürpriz (!) ile başka senaristlerin yeni senaryolarını okuduk. Gerçi söyleyenin ( derler ya hani meşhur sözdür) yâni bu adamın cemaziyelevvelini (tüm geçmişini) biliriz, bilmesini de artık bi sus be bilader ha bi sussan. Eline, diline, kalemine bi sahip çıksan ha. Ne dersin, güzel olur değil mi?
SON DAKİKA:
Sivri dili ve nefret söylemleriyle hafızalara kazınan Habertürk yazarı Fatih Altaylı yine kin kustu. İslam dininin kırmızı çizgilerine olan skandal tutumu nedeniyle zaman zaman provokatif söylemlerde bulunan Altaylı, bu kez de Mesut Özil üzerinden aynı oyunu oynadı. Yıldız oyuncunun cuma mesajını hazmedemeyen Altaylı skandal bir yazı kaleme aldı. Fatih Altaylı yazısında "Özil Fenerbahçe'ye futbolcu olarak mı geldi yoksa Fenerbahçe Camii'ne imam mı oldu ayırt etmekte zorluk çekebilirler." diyerek Özil'in paylaştığı cuma mesajından rahatsızlığını dile getirdi.
Bu hastası olduğumuz dedelerimiz var ya o dedelerimiz muazzam ve müthiş adamlarmış haaaa.
Demişler ya hani, "Biz senin cemaziyelevvelini (tüm geçmişini) biliriz."
Aslına bakarsanız Fatih Altaylı'nın inanç ve inançlı kesime olan düşmanlığı yeni bir hadise değil; zira yıllar önce yazdığı bir yazıda, başörtüsü ile sarık ve cübbe giyenlere yönelik skandal cümleler kullanıyor.
28 Şubat Post modern darbenin yapıldığı günlerde Altaylı, yazısında şu cümlelere yer veriyor
“Kendime yeni bir iş buldum. Bundan böyle kılık kıyafet kanununa aykırı olarak dolaşanları, kolundan tuttuğum gibi karakola götüreceğim. Evlerini polise göstereceğim. Otomobilde görürsem plakalarını alıp bildireceğim. Yapılan işlemi savcılığa kadar takip edeceğim. Yok yok, savcılıkta da takip edeceğim. Hırsız yakalatmak iyi de, bu kanun tanımayanları yakalatmak mı kötü?”
Görünen o ki sayın Altaylının eski alışkanlıkları gene depreşti. Uyuyan güzel(!) tekrar uyandı.
"Kırk yıllık Kani olmuyor Yani" diyeceğim demesine de gene, bu söze ve sözü söyleyen köhnemiş zihniyete verilecek en güzel cevab:
İTİN KUYRUĞUNU KIRK YIL KALIBA KOYMUŞLAR,
ÇIKARIP BAKMIŞLAR GENE AYNI GENE AYNI.