Son günlerde görmek istemediğimiz, geçmiş dönemlerin kirli fotoğraflarını ve videolarını tekrar tekrar ulusal basında ve televizyonlarda görmeye başladık. Hiçbir şey sebebsiz ve nedensiz olmadığını bildiğimiz ve inandığımız için bu İĞRENÇ VE PROVAKATİF eylemlerinde SEBEBSİZ ve NEDENSİZ olmadığını gayet iyi biliyoruz.
Malum, geçen haftanın en önemli konularından bir tanesi LGBTli azgın bir gurub ve güruhun Boğaziçi Üniversitesi'nde mütedeyyin kesimin kırmızı çizgisi olan KABE-İ MUAZZAM resminin ayaklar altına almaları ve sonrasında devam eden olaylardı.
Bu olaylar içerisinde belki bilerek belki de kulak arkası yapılarak görmezden gelinen bir diğer önemli olayda AKP’li Melih Bulu’nun rektör olarak atandığı Boğaziçi Üniversitesinde yapılan devir-teslim töreninde öğretim üyelerinin, rektörlük binasına sırtlarını dönerek yaşananları protesto etmeleri idi.
Koca koca proflar..
Koca koca dr.lar
Koca koca akademisyenler cübbelerini giyip devletin en üst kademesinin tayin ettiği bir öğretim görevlisini İSTEMEYÜK diyerek protesto ediyor.
EFENDİLER!!!
Vazifeniz istemediğiniz olmadı diye çapulçu yeniçeriler gibi başkaldırmak değil!!!
Vazifeniz, eğitim yuvalarını bir yerlerde hazır kıta bekleyen, eğitim ve öğretimden uzak ANARŞİSTLERİ HAYDİ SOKAĞA!!! sinyalini vermek değil!!!
Vazifeniz gençlerin kanı ile, istemediğiniz bir siyasi rejimi ve onun seçim ile gelmiş olan seçilmişlerini nasıl gider(ler)se gitsin diye posta koymak değil.
EFENDİLER!!!
Tayin edileni mi istemiyormusunuz?
O halde; cübbelerinizi bırakır, İSTİFA dilekçenizi yazar paşa gönlünüz hangi üniversiteyi, hangi dekan, rektör vs ile çalışmayı istiyorsa gidersiniz orada aslanlar gibi çalışırsınız. Kimsede size neden, niçin sorularını sormaz.
VAZİFENİZ;
İstediğiniz olmadı diye bu ülkede FİTNE, FESAT, KAOS, ANARŞİ, TERÖR, HUZURSUZLUK çıkarmak değil.
VAZİFENİZ!!!
İlmî, irfanı, edeb ve hayası ile tüm insanlığa, renki, dili, dini etnik kökeni ne olursa olsun tüm insanlığa, bu millete, bu vatana hayırlı, sahasında kariyer yapmış evlatlar yetiştirmek...
UNUTMAYIN!!!
Bu milletin değer verdiği en önemli kitle CAMİ HOCASI ve ÖĞRETMENLERDİR. Çevrenize bir bakın kendinden yaşca küçük bile olsa, yaşlı bir amca cami imamına saygıda kusur etmez, HOCAM! der önünde saygı ile muhabbetini ifade eder.
Ya öğretmenler, öğretmenlerimiz. Aradan 30 yâda 40 yıl geçmiş dahi olsa önünde ceketini iliklemekten asla ve asla imtina etmez. Kariyeri ne olursa olsun; belki bir vali, bir kaymakam, bir doktor, bir sanayici, yâda sade bir vatandaş etiketi, titri ne olursa olsun önünde saygı ile eğilir ve huşu içinde elini öper.
Saygınızı...
Saygınlığınızı...
Asla yitirtmeyin.
Artık saçmalamayın.
Olmanız ve firmanız gereken yerde durun. Unutmayın ki Öğretim üyesi devlet memurudur. Maaşlı çalışandır.
Bu milletin önünde asla ve kat'â küçülmeyin.
Yoksa o ağzı kokuyor dediğiniz...
Horladığınız...
Küçük görüp önemsemediğiniz,
Hasanlar, Hüseyinler, Ayşeler yakanıza yapışır.
AKADEMİSYEN MİSİNİZ YOKSA MİLİTAN MI? diye sorarlar.