Evin en küçüğü olmak herkese nasip olmadığı için bunu bir kader çizgisi ve de nasip/kısmet çerçevesinde değerlendirmek gerekir.
Artı ve eksileri ile iyimi dir? Yoksa kötümü dür? Konusunda net bir şey söylemek mümkün değildir. Bu durum durduğunuz yere ve paradigmanıza bağlıdır.
Ebeveynler açısından bakılır ise; önceki çocuklarda elde edilen tecrübe ile daha bilinçli büyütüldüğü söylenebilir. Önceki dönemlerde yapılan hatalardan ders alınmış ve çocuğun kişiliğinin oluşmasında daha etkin rol oynadıkları iddia edilir.
Büyük kardeşler açısından bakıldığında; “Oh be artık ayak işlerine bakacak birisinin olması dolayısı ile daha rahat edeceğiz” düşüncesi hasıl olmaktadır.
Bunun yanında oyuncaklarla oynamak yerine kardeşimizle oynamanın ve eğlenmenin hazzını yaşayacağız duygusu hakimdir.
Evin küçüğü açısından bakıldığında; hiç bir sorumluluğunun olmaması bir avantaj olarak görülmektedir. “Bana sıra gelinceye kadar akşam olur” düşüncesi ile her akşam başını yastığa koyduğunda müthiş bir güven duygusu ve huzurla uyuyacaktır. Herkes tarafından sevilmesi, kabul ve onay görmesi onu biraz bencil ve şımarık yapsa da buna da hakkının olduğu düşünülmektedir. İş bölümünde ara sıra kendisine; ekmek almak, su getirmek, çöp atmak ve de kapıya bakmak gibi görevler düşse de canına minnet onları da yapar artık.
Aşırı bir güven duygusu ile sarıp sarmalanması, korunması ve gözetilmesi ona aynı zamanda biraz naz imkanı verse de küçük olmanın avantajı olarak kabul edilebilir bir durum olarak görülmelidir.
Anne/babasının gençliklerini sadece fotoğraf albümlerinden görmesi, abi/ablalarının çocukluklarını sadece dinliyor olması olumsuzluk olarak görülebilir. Hele büyükbaba ve ninelerin yüzlerinin dahi görülmemiş olması katlanılır olmasa da Allah her güzelliği bir arada vermediği için hatıralarla ve hayal dünyası ile yetinmek gerekecektir.
Evin en küçüğü kaç yaşına gelirse gelsin hayatı boyunca hiç büyümeyecek hep küçük kalacaktır. Eğer bunu sorun yapmıyor sanız problem olmayacaktır. Algı ve imaj her şey olduğuna göre bunu avantaja bile çevirmek olasıdır.
Her işte, ”Sona kalmak, dona kalmak” olarak görülse de burada durum tersine işlemektedir. Son sırada olmak bazı zamanlarda geriye dönüldüğünde en başta olunacaktır ki bu da az bir şey değildir.
Sonuç olarak; evin en küçüğü olmakla ekstremum noktalarda dolaşırsınız.
Artı ve eksilerine baktığımız da getirilerinin daha çok olduğu görülecektir. Her insana nasip olmayan bu durumun keyfini çıkararak daha mutlu ve huzurlu olmamanız için hiç bir neden yok! Bu durum da yine herkese nasip olmayan bir güvencedir, daha ne olsun.