Helalleşmek gerek inancımızda gerekse töremizde çok önemli bir kavram olarak yerini almıştır. Yüce Allah, “Bana kul hakkı ile gelmeyin…” diye buyurarak meselenin ehemmiyetine işaret etmiştir. Bu yüzden özellikle inançlı insanlar için kul hakkı son derece öneme haiz olup, azami hassasiyet gösterilmektedir.
Ahirette; boynuzlu koçun, boynuzsuz koçtan hakkını alacağı düşünüldüğünde kul ile olan hesabı bu dünyada iken halletmek esastır. Bu çerçeveden bakıldığında diğer tarafta müflis tüccar durumuna düşmemek adına konu oldukça hassastır. Sevaplarınız yetmediğinde karşı tarafın günahları size yükleneceği için iflas etmiş olacağınız çok açıktır. Seküler yaşayanların bu taraklarda bezi olmadığı için onlar için ne söyleseniz fayda etmeyecektir. Bu çerçevede devlet başkanının samimi olarak helallik talep etmesi bile hesaplaşmaya çevrilecektir. “Hakkımızı helal etmiyoruz!” etiketi ile sosyal medyayı yaygın yerine çevirerek haksız olarak kul hakkına girmiş olmak onlar için çok da önemli değildir. Bu tipler meseleye ideolojik olarak yaklaştıkları için bunu istismar ederek saldırı malzemesi yapmalarına şaşırmamak gerekiyor. Asıl şaşırmamız gerekenler ise Müslüman görünümlü münafıkların sergilemiş oldukları ikircikli tutumdur. Münafık, nifak kelimesinden türetildiği için mikser gibi ortalığı karıştırmak onlar için milli bir spor halini aldığı için aslında sürpriz yoktur.
Türkiye’yi sosyal medyadan ibaret sanan bazı zavallılar; ”Bunların suyu ısındı, artık gidiciler” diye bayrak sallayarak ortalığı velveleyi vermeleri boşuna değil. Kendi çaplarında eğleniyor olmalarını da bir teselli olarak hoş karşılamak gerekiyor. Son yirmi senedir aynı rüyayı görüyor olmalarından dolayı artık halüsinasyon görmelerini de psikolojik bir travma olarak değerlendirmek gerekir. Allah şifa versin demekten gayrı yapacak bir şey yok.
Türk devleti dışarda yedi düvele karşı mücadele ederken içerdeki bu müptezelleri Allah’a havale etmek hak ve hukuk adına gerekli olmaktadır. Balkanlardan Orta Asya’ya, Kafkaslardan Ortadoğu’yu bütün Ümmeti Muhammed Türkiye’ye yönünü çevirmişken gafletteki bu insanları Allah ıslat etsin. Filistin’de, Kudüs’te Türk bayrağını öperek, ”Nerede kaldınız? Artık yeter sizi bekliyoruz!” diye haykıran insanlar için en büyük destek yine ülkemiz ve devletimizden gelmektedir. Buna rağmen Doğu Türkistan ile Kudüs’ün acılarını yarıştırarak zulme de bakışta bile çifte standart uygulamak ancak bize mahsus bir özellik olsa gerek.
Sonuç olarak; ayrışma ve kutuplaşmanın zirveye çıkarak akıl tutulmasının ötesine geçtiği zor zamanlardan geçiyoruz. İlginç zamanlarda her türlü iftira kampanyalarına hazırlıklı olmak adına uyanık olmak durumundayız. Herkesin helalleşmenin amacına vakıf olarak kendisini çek etmesi elzemdir. Yoksa maazallah hep birlikte helak olacağız.
Esenlik dileklerimle,