Mezuniyet törenleri adeta bir zorunluluk gibi anaokulundan üniversiteye kadar gündem oluşturmaya devam ediyor. Bu işler eskiden bu kadar zıvanadan çıkmış değildi. Mezuniyet törenleri sadece üniversitelerde yapılırdı ve bunun bir anlamı vardı.
Üniversiteden mezun olmak demek, okul sayfasının kapatılarak çalışma hayatına geçiş anlamı taşıdığı için bu durum kabul edilebilir. Fakat ortaokul veya liseyi bitirince hayata atılmak söz konusu olmadığına göre bu neyin kutlaması anlamak mümkün değildir. Burada devam eden bir süreç olduğu için devre arasında kutlama yapmanın bir mantığı yoktur. Bu olsa olsa etkileşimin virüsü olan taklitçiliğin bir yansımasıdır.
Eğitimin devam ettiği son günlerde verimsizlik örneği olarak gereksiz detaylarla eğitimin baltalandığı bir eylemdir. Konsantrasyon kaybolmakta, motivasyon yerle bir olmakta ve kafalarda okul kapatılmaktadır. Ülke olarak PISA sıralamasında nal toplarken böyle bir lüksümüz olmadığı aşikârdır. Üstelik ailelere gereksiz masraf kapısı açarak yük getirmesi de çabasıdır. Ebeveynler “aman çocuğun ayrışmasın” endişesi ile kendini zora sokmaktadır. Durumu olmasa bile borç ve kredi kartına yüklenerek durumu kurtarmaya çalışmaktadır. Sonuç olarak, kendisine ait olmayan parayı harcadığında geri öderken zora düşmektedir. Sırf desinler diye bu kadar taklitçilik bizi batırmaktadır. Bu tür faaliyetlerin tek bir faydası ekonominin canlanması olarak kabul edilebilir.
Bunun dışında külfet ve yük getirmenin ötesine geçemeyen bu uygulamalardan hızla vazgeçilmelidir. Bu törenler için abartılı kıyafet ve makyajlarla küçücük yavrular adeta birer büyümüşte küçülmüş moduna sokulmaktadırlar. İş sadece okulda yapılan masum törenle sınırla kalsa yine kabul edilebilir. Bunun ötesine geçilerek bir eğlence mekânında yaşlarına uygun olmayan ortamlarda sözüm ona eğlenmeleri de uygun değildir.
Milli eğitim bakanlığı değişik dönemlerde bu tür faaliyetlere genelge ile sınırlama getirse de kayda değer bir başarı sağlanmış değildir. Mesele çarpıtılarak ideolojik bir polemik konusu yapılarak gündem oluşturmanın ötesine geçememektedir. Buradaki bakış açısı sırf muhalefet olduğu için sağlıklı bir sonuç çıkması da mümkün değildir. “Muhalefet tasvip etmez” anlayışı ile olayları analiz ettiğiniz de ise kısır döngüyü kırmanız mümkün olmuyor.
Sonuç olarak; mezuniyet törenlerinden mezun olarak aslımıza rücu etmemiz kaçınılmazdır. Hiçbir sadra şifa olmayan gereksiz bu eylemlerden uzaklaşmak geleceğimiz olan yavrularımız için elzemdir. Onların bu topluma faydalı bireyler olarak eğitim adına hiçbir masraftan kaçınmazken bu tür malayani işlerden uzak durmak geleceklerini kurtarmak adına daha yararlı olacaktır.
Esenlik dileklerimle,
Erol AYDIN