Moda, özellikle giyim-kuşamda beğenilme kaygısıyla ortaya çıkan yenilik olarak tanımlanabilir. En büyük özelliği ise geçici olmasıdır. Yani kalıcı değildir, her an her şey olabilir ve eğilimler değişebilir.
Modanın sürekli değişiyor olmasının altında birçok etken yatmakta olup, en önemli unsur ise zaman olmaktadır. Toplumun; refahı, eğitimi, sosyolojisi, dünya görüşü, inançları ve gelenekleri modayı doğrudan etkileyen unsurlardır. Dolaylı olarak da; göçler, nüfus hareketleri, savaşlar, buhranlar, seyahatler, küreselleşme ve bilişim çağı modayı etkisi altına almaktadır.
İlk çağlarda örtünme temel bir ihtiyaç iken, günümüzde ihtiyacın ötesine geçerek bir tercih ve yaşam tarzı olmuştur. Ve çok büyük bir sektör olarak bütün dünyayı etkisine alarak kasıp-kavurmaktadır. Modanın hedef kitlesi ise gençler, özellikle de bayanlar olmaktadır. Ortaya atılan bir trend ister yakışsın, ister yakışmasın herkes tarafından talep edilerek sosyal bir statü halini almaktadır. İnsanlar öyle bir hipnoz ediliyor ki herkes sorgulamadan sadece talep ediyor.
Eskiden yama yapılarak giysiler uzun süre giyilirdi ve bu durum normal karşılanırdı. Oysaki yırtık giymek oldukça abes ve ayıp olarak kabul edilir, kimse de giymeye cesaret edemezdi. Günümüzde ise kıyafetler yırtılıp, parçalanarak satışa sunulmakta ve moda diye de herkes tarafından adeta kapışılmaktadır. Bu durumu makul ve normal olarak açıklamak mümkün değildir. Bu kabullenişi daha da kolaylaştırmak için özellikle gençlerin idolü olan sanatçılar üzerinde bunun reklamını yaparak parsayı toplamaktadırlar.
Mesela pantolonlarda düşük bel diye bir moda var ki evlere şenlik. Dışardan bakıldığın da tedirgin olmamak elde değil; ha düştü, ha düşecek gibi bir görüntü ortaya çıkmaktadır. Genellikle kemer de kullanılmadığı için eğildiklerinde ortaya çıkan manzara setri avreti yerle yeksan edecek bir durum ortaya koymaktadır. Arkadaki cepler ta baldırlara kadar kaymış olarak, altını doldurmuş bebelerin görüntüsünü anımsatmaktadır.
Moda diye insanların bu şekilde zıvanadan çıkmış olmalarını anlamak mümkün değildir. Bu insanlar hiç aynaya bakmazlar mı? Maskaraya dönerken üstüne bir de dünyanın parasını vermekteler.
Sonuç olarak; moda insanın kendisine yakışanı giymesidir. Birileri para kazanacak, bunun yanında ahlakımızı bozacak diye alet olmamak gerekir. Bu tür dayatmalara akıl ve mantıkla karşı durmak, meselenin halli yolunda yeterli olacaktır. Yoksa başkalarının kobayı olarak sürünmeye devam ederiz. Moda geri kalmış toplumları etkisizleştirmek için batının oyunlarından birisi olup özümüze dönerek bu oyunu bozmalıyız.