Bir süredir devam eden savaşta bütün dünyanın gözü önünde bir halk yok edilmektedir. İsrail yaklaşık yetmiş beş yıldır Filistin halkına zulüm ederken, savaşı canlı olarak izleyen herkes bu orantısız güç karşısında üç maymunu oynamaktadır. İsrail, Amerika ve Rusya’nın gayri meşru çocuğu olarak Ortadoğu’nun bağrına bir hançer gibi saplandığı günden bu yana bu topraklar huzura muhtaçtır.
Savaşın başından beri komplo teorileri havalarda uçuşmaktadır. Kimisi İsrail istihbaratı ve güvenlik sistemini sorgularken bir başkası Hamas’ın yanlışlarından den vurmaktadır. Özellikle Gazze koridoruna sıkıştırılarak cehennem hayatı yaşayan bu halkın kaybedecek bir şeyinin olmadığı da ortadadır. Zaten yaşamadıkları için her gün azar azar ölmektense cesur bir şeklide şehit olmak çok daha şereflidir. Dolayısıyla Gazze’de yaşayan insanların sosyoloji ve psikolojisini çok iyi analiz etmek gerekiyor. Bu topraklarda dünyaya gözünü açan her bir çocuk doğuştan mücahit olmaktadır. İsrail’e içlerinde biriktirdikleri kin ve öfke hayatları boyunca devam ettiği için ölüm onlar için düğün, bayramdır.
İsrail ise kendisine yakışanı yaparak aslında sözde kendisine vaat edilmiş toprakları elde etmenin haklılığını ortaya koymaktadır. İsrail’e göre tüm Filistin halkı terörist olduğu içinde ölmelerinde bir beis bulunmamaktadır. Tüm dünyada para ve güç sahibi olan Yahudiler destek verdiği sürece de bu stratejinin değişmesine imkân yoktur. Sürekli güvenlik açısından kaygı ve korku içinde yaşayan Yahudiler de aslında mutlu değillerdir.
Müslümanlar, her türlü abluka ve zor şartlara rağmen hayatta kalarak mücadele etmeleri karakteristik özellikleri olmuştur. Düzenli orduları, tankları, topları, uçakları olmadığı için yaptıkları tek şey gerilla savaşıdır. Buna karşı da düzenli orduların pek başarılı olma şansı mevcut değildir. Sivrisineklerin üzerine tankla gitmek gibi bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Bütün bu gerçekler göz önüne alındığında Hamas saldırarak kendi gücünden ziyade İsrail’in karizmasını çizmiştir. Akabinde elde ettiği esirler sayesinde bir taktik ortaya koyarak kara savaşı ile kendisine alan açmaya çalışmaktadır.
Bir kez daha görüldü ki dünya meseleye çifte standart ile bakmaktadır. Birleşmiş Milletler, insan hakları, yaşam hakkı ve diğer tüm değerler Müslümanlar söz konusu olduğunda ayaklar altına alınabilmektedir.
Sonuç olarak; bu savaşta yan yollara sapmadan haklı ve mazlum olan Filistin halkının yanında olmak gerekmektedir. Geçmiş sayfaları çevirerek ortaya konulan argümanların kimseye bir faydası olmayacaktır. Ortada bir trajedi varken bunun ışındaki tutum ve davranışlar insani değildir. Mazlumun ahı er ya da geç tutacaktır, bu konuda Yüce Allah’ın vaadi çok açıktır. Bunun tez zamanda gerçekleşmesi dileğimizdir. Zalimin zulmü varsa mazlumun da Allah’ı vardır.
Esenlik dileklerimle…