Sürekli tüketen bir toplum olarak bunun doğal bir sonucu olarak atıkların oluşması sürpriz değildir.
Çoğu zaman genelleme yaparak çöp diye ifade etsek de aslında bunun çok ötesinde bir anlamı vardır. Yani sizin çöpünüz, başkasının hazinesi olabilir.
Günümüzde israfın önlenmesi ve de kaynakların tekrar ekonomiye kazandırılması adına bir çok faaliyet yürütülmektedir. Bazı belediye ve vakıflar atıkların ayrı toplanması ve geri dönüştürülmesinde çok başarılı çalışmalar yapsalar da bu durumu genele yaymak pek mümkün değildir. Bu böyle olmayınca kaynaklar israf mı oluyor? diye üzülüyorsanız, endişe etmeyin kaygılanmanıza gerek yok!
İşi, mesleği ve de görevi çöpleri karıştırmak ve eski eşyaları almak olan bir çok insan bu sektörden ekmek yemektedir. Oluşturdukları ekipler ve parselledikleri bölgelerde belediye çöp kamyonlarından önce attığınız her çöp önce onların elinden geçmektedir. Onlar; kağıt,ahşap, metal, cam ve plastik demeden evsel çöplerin dışındaki her şeyi almaktadırlar. Böylece hem kaynakların geri dönüşümü sağlanmış olmakta hem de kendileri için bir iş ve istihdam kapısı oluşturmuş olmaktadırlar.
Bir kısmı ise; evlerde, depolarda, çatılarda, kilerlerde ve de garajlarda bulunan esir edilmiş eski eşyanın peşindedirler. Biz toplum olarak kullanmasak bile gün gelir lazım olur düşüncesi ile her şeyi hemen atmayız. Bir süre bekletir, bu yıllarca olabilir, artık koyacak yer bulamayınca da ondan kurtulmanın yollarına bakarız. Bunu paraya çevirmenin en kestirme yolu da eskicilerdir. Eskiciler de sizin bu pisliklerden kurtulmak istediğinizi çok iyi bildikleri için ölü fiyatına onları almanın peşindedirler. Onların mantığı şöyle işlemektedir; “Sizi bu pisliklerden kurtardığımız için üstüne bir de para vermelisin” şeklindedir, dolayısı ile çetin bir pazarlık başlamaktadır. Son derece yapışkan, inatçı, kararlı oldukları için laf cambazlığı ile sizi kandırmaları uzun sürmeyecektir. Bir süre sonra siz de eskilerden kurtulduğunuza sevinerek teselli bulmaya çalışırsınız.
Toplum olarak lüks yaşamaya alıştığımız için kimse kimsenin kullanılmış eşyasını kabul etmiyor. İhtiyacı olsa bile borç/harç bütçesini zora sokarak yenisini almanın peşinde, böyle olunca da eskicilere gün doğmuş oluyor. Eskiciler, eşyaları almasa bile onları parçalayarak işe yarar ne varsa el koyuyorlar. Böylece aslında bir döngü ve dönüşümle sıfırdan ekonomiye katkı sağlanmış oluyor ki bu da az şey değildir.
Sonuç olarak; atalarımız, ”Eskiye rağbet olsaydı, bit pazarına nur yağardı” atasözü ile meseleyi özetlemiş olsalar da günümüzde değişen zaman ve şartlarla birlikte durum tersine dönmüştür. Esir ettiğiniz eski eşyalarınızı azat ederek, yüklerinizden kurtularak hafifleyin ve de rahatlayın!
Esenlik dileklerimle,