Bir seçimi daha barış ve huzur ortamında gerçekleştirmenin sevincini yaşıyoruz. Bu, demokrasinin yerleşmiş olması adına olumlu bir tutumdur. Erdoğan için bazı kesimlerin “diktatör” nitelemesi ise boşlukta kalmıştır. Sonuçları her kesimin büyük bir olgunlukla karşılamış olması yine pozitif bir yaklaşım olarak kayıtlara geçmiştir.
Bu seçimlerde; aday, vaat, proje ve propagandanın ötesinde içinde bulunulan şartların ortaya koyduğu durum etkili olmuştur. Hayat pahalılığı ve geçim derdi tek başına belirleyici etkendir. CHP’ye sorumluluk ve Ak Parti’ye de uyarı ile sonuçlanmıştır. Muhalefet elde ettiği belediyeleri başarılı bir şekilde yönetir ise başarısı kalıcı hale gelecektir. Aksi takdirde emanet oylar yine ait olduğu yerlere dönecektir. Hükümet ise bu süreçte enflasyon konunda başarılı olursa yine eski kredisini elde edebilir, bütün bunları bize zaman gösterecektir.
Seçimlerin tek galibi CHP ve bunun dışındaki tüm partiler kaybetmiştir. Odak noktası İstanbul olduğu için de burada Dem Parti belirleyici olmuştur. Göstermelik tavşan aday çıkarmış olmasına rağmen oylar CHP’ye kaymıştır. Zaten Dem adayı Beştaş, “İmamoğlu, bu oylar benimdir demesin sakın!” diyerek mevcut durumu tescillemiştir.
Özgür Özel, bu sonuçlarla birlikte rüştünü ispatlayarak; geçici, emanetçi ve eş başkan yaftalarından sıyrılarak genel başkan koltuğuna tam olarak oturmuştur. Kılıçdaroğlu ise ortaya çıkacak olumsuzluk beklentisi sonrasında umutları suya düşerek açtığı ofisin kapısına kilit vurmasa da etkisini kaybetmiştir.
Yeniden Refah Partisi oylarını artırmış olsa da beklenen sıçramayı yapamamıştır. Fakat gelecekte belki Ak Parti küskünlerini derleyip toparlasa da güdük kalmaya mahkûm bir görüntü ortaya koymuştur. İp, Saadet, Gelecek, Deva, Vatan ve diğer partiler boyunun ölçüsünü alarak sahneden çekilmişlerdir. Bu boşluğu doldurmak adına sütre gerisinde bekleyen Sn. Yavuz Ağıralioğlu artık parti kurmak için harekete geçecektir.
Liderlik, kaybettiğinde de kitlelerin karşısına çıkarak onlara hitap edebilmektir. Bu anlamda Erdoğan kendisine yakışanı yaparak hem taraftarına moral hem de yol haritasını belirlemiştir. Liderlik, zor zamanlarda ortaya konulan performansla ilgili olduğu için çok makul, olgun, sağduyulu mesajlar vererek duruma hâkim olduğunu göstermiştir.
Yine Özel’de yaptığı açıklama ile zafer kutlamasından ziyade üstlendikleri sorumluluğun biliciyle hareket edeceklerinin mesajını vermiştir. Bütün bunlar demokrasimizin olgunluğu açısından oldukça kıymetlidir.
Sonuç olarak; ortaya çıkan durum herkese farklı mesaj ve sorumluluk yüklemiştir. Bu çerçevede herkes misyon ve vizyonunu gereklerini yerine getirirse kazanan hepimiz ve Türkiye olacaktır. Artık çalışma, üretme, kazanma ve kazandırma aşamasına geçmiş bulunuyoruz herkes işinin başına dağılabilir. Vatan ve millet için hayırlı olsun.