Dünya, olduğu yerde kalmadığı gibi mütemadiyen tekâmül ederek de evrilerek, savrulmaya devam ediyor. Sürekli yenidünyalar kuruluyor ve biz de Türkiye olarak bu yenidünyada yerimizi almaya devam ediyoruz.
Günümüz bilişim çağı olunca da teknoloji sınır tanımadan bütün dünyayı kasıp kavuruyor. Küreselleşme sonrasında hiçbir şey yerel kalmayıp, anında herkesin en azından gündemi olabiliyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında kısıtlı imkânlar ve sınırlı teknoloji ile birçok ilke imza atılmış olsa da akim kalmaya mahkûm edilerek Türkiye’nin önü kesilmiştir. İlk yerli otomobil, Devrim ve ilk milli uçak projesi olan Nuri Demirağ bu bağnazlıktan nasibini almıştır.
Yaşadığımız çağın şöyle bir özelliği olup; kafalarda zihinsel devrim gerçekleştirilerek imkânsız diye bir şeyin olmadığı bilinçaltına nakşedilmiştir. Bugün batılı ve gelişmiş ülkelerin gündeminde bile yokken uçan araba ile gündem oluşturmak önemlidir. Zihinleri, hafızaları, vizyonları ve hayalleri buna yetmeyen bağnaz ve tutucu kesimler Cezeri’ye kulp takmaktan geri durmamışlardır. Meselenin özünü ıskalayıp isminin neden Türkçe olmadığı sığlığıyla uğraşmalarına şaşmamak gerekir. Cezeri’nin kim olduğu ve misyonunu bilmedikleri gibi bilişim çağında öğrenme zahmetine bile katlanmadıklarına şaşmamak gerekir.
Bütün dünyanın gıpta ile hayran kaldığı bu projeye birilerinin bakış açısı, ”Dört leğenle uçan bir damat kolay bulunmaz” diyerek güya dalga geçmeleri bir kişinin değil aslında bir kesimin hazımsızlığının dışa vurması olarak okumak gerekir. Toplumu bizden olanlar ve bizden olmayan diye ikiye ayrıştıranların geldiği son nokta bu şekilde tescillenmiştir. Ülkemizin hayrına % 100 yerli ve milli bir projenin arkasında durmanın ötesinde bunu hafife alarak eleştirilmek bile bir seviye göstergesidir.
Heykel, büst ve çeşme açılışını alayı-vala ile göklere çıkaranların bu ülkeyi yönetmeye ne kadar uzak olduklarını bu şekilde görmek de güzel. Muhalefet edeceğim diye her fırsatta milletin kutsal olan değerlerine saldırmak, sizi ebediyen % 25’lere mahkûm etmesi tesadüf değildir.
Siyasetle alakası olmayan birisi günün birinde çıkıyor gerek savunma sanayi, gerekse uçan arabası ile tarih yazıyor. Başka bir ülkede olsa böyle bir girişim devlet şeref madalyası ile taltif edilirken, bizde köstek olunması hazımsızlığın zirvesi olmaktadır. Bu adam sırf Erdoğan’ın damadı diye saldırıya uğraması akıl tutulmasının geldiği son nokta olmaktadır.
Sonuç olarak; Cezeri’ye eski Türkiye’nin alışkanlıkları ile ceza kesmeye çalışanların unuttukları köprülerin altından çok suların aktığıdır. Baykar firması ile Selçuk Bayraktar şimdiden tarih yazmıştır, bunun karşısında olanları da başka gezegene uçurmak için gereğini yapacaktır, bundan hiç şüpheniz olmasın!
Esenlik dileklerimle,