Eski Maarif Vekiline mal edilen, “Şu mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim!” sözü espriyle birlikte bu işin aslında çok da kolay olmadığına işaret etmektedir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında sadece 350 bin öğrenci mevcut iken günümüzde bu sayı 20 milyon civarındadır. Bu rakamın ne kadar büyük olduğunu anlamak için Yunanistan’a bir de Bulgaristan'ı ekleyin ancak bu sayıya ulaşırsınız.
Bu kadar öğrenciyi idare etmek, her türlü sorununu halletmek, okul ve öğretmen ihtiyacını gidermek bir ülkeyi yönetmek kadar zordur. Bütün bunları eğitimde yaşanan sıkıntılara mazeret olsun diye değil sadece tespit için sıralıyorum. İnsanlar bir çırpıda ardı ardına birçok eleştiriyi sıralarken camianın büyüklüğünü es geçiyor olmalarını kabul etmek mümkün değildir.
Eğitim, öğretim, talim, terbiye ve müfredat birbirine komşu kelimeler olmakla birlikte farklı anlamları olan kavramlardır. Okullar bütün bu kavramları yerine getirmek durumunda olmakla birlikte tam olarak başarılı olduklarını iddia etmekte yine söz konusu değildir.
Sadece bilgi yüklemek yeterli değildir. Çocukların davranışlarını iyi ve güzel yönde değiştirmek gerekmektedir. Kişisel gelişimlerinin yanı sıra ruhsal gelişimlerini de aynı paralelde sağlamlaştırmak kaçınılmazdır. Yeteneklerine göre el becerisi ile birlikte örf, adet ve geleneklerine bağlı olmaları da göz ardı edilmemelidir. İnançlı, ahlâklı, vatanperver, kutsal ve değerlerine sahip çıkan nesiller yetiştirmek de yine sağlıklı toplumlar için kaçınılmazdır. Bütün bunlar aile ile birlikte okullar ve öğretmenlerin görevleri arasındadır.
Öğretmenlik çok kutsal bir meslek olduğu için de idealist insanların yapması gereken bir görev olmalıdır. Üniversite sınavında puanı hiç bir yeri tutmuyorsa o zaman bari öğretmen olsun zihniyeti eğitimin dibine kibrit suyu dökmüştür. Bütün dünyada en yüksek puan eğitim fakülteleri için gerekli iken bizde durum tam tersidir. Öğretmenlik mesleğine gerekli itibar ve prestij kazandırmadan eğitimin sorunlarını çözmek mümkün değildir.
Diğer en önemli konu ise müfredat ile ilgilidir. En büyük hata çok sık değişiyor olmasıdır. Dolayısıyla Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bütün dünyadaki başarılı eğitim modelleri incelenerek bunun kendi bünyemize uyacak şekilde düzenlenmesi ve istikrarlı şekilde bir devlet politikası olarak devam ettirilmesi meselenin halli yolunda önemli katkı sağlamış olacaktır.
Dijital çağda eğitim, öğretim işi ve öğretmen olmak ateşten gömlek giymektir. Öğrencilerin öğrenmeye karşı ilgisiz ve isteksiz olmaları çok büyük bir problemdir. Bunu aşmak için ise bilgi çağının cazip olan uygulamalarını ders ile harmanlayan bir model geliştirmek zorundayız. Başka türlü internet bağımlısı bu nesli zapt etmek olası değildir. Ayrıca cep telefonları için yasaklama olmasa da bir düzenleme ile sınırlama getirmek gerekmektedir.
Sonuç olarak; günümüzde fiziki altyapı, ders kitapları, öğretmen maaşları ve teknolojik imkanlar konusunda çok fazla problem mevcut değildir. Sadece farklı bir bakış açısıyla çağa uygun eğitim-öğretim modeline ihtiyaç vardır. Bunu sağlayacak insan kaynağı ve teknik altyapı olduğuna göre günümüzde okulları idare etmek zor olmasa gerek!
Esenlik dileklerimle,