Siyaset hizmet ve değer üretme amaçlı yapıldığında gerçek anlamını bulacaktır. Yoksa makam, mevki, ikbal, çıkar ve menfaat için bir basamak olacaksa kimseye fayda sağlamayacaktır.
İnsanlar siyasete girdikten sonra erdem ve fazilet üretemeyeceklerine göre bu konuda yetkin olan insanların siyaset yapması elzemdir. Eski âlimler “siyaset ateşten gömlek ”diyerek siyaset ile aralarına mesafe koymuşlardır. Bir bakıma insanlara siyasetten uzak durun mesajı verilmiştir. Böyle olunca da meydan boş kalacağı için liyakat sahibi olmayan insanlar bu boşluğu dolduracaktır. Bunun sonunda siyaset değer üretmiyor diye sürekli şikâyete devam edeceğiz.
Etik değer açısından siyasetçide bulunması gerekenler; doğruluk, dürüstlük, adalet, şeffaflık ve samimiyettir. En yalın şekilde söylemek gerekir ise siyasetçinin iyi insan olması gerekir. İyi insan olmak, doğal yolla olabileceği gibi eğitimle de oluşturulabilir. Fakat sonradan iyi insan olmanın çok mümkün olmayacağı için de iyi insanların siyasete girmesi önemlidir.
Siyasetçiler iyi birer hatip oldukları ve toplum psikolojinin de iyi bildikleri için kendilerini olduğundan farklı gösterebilirler. O yüzden söylediklerinden ziyade geçmişte ne yaptıklarına bakmak referans için faydalı olacaktır.
Bunun dışında iktidar ve gücü elinde bulundurmak insanı bozar. Bu yozlaşmanın önüne geçmek ise erdem ve faziletli olmaktan geçmektedir. Erdem ise iyi insanlarda bulunacağı için siyasete girmeleri teşvik edilmelidir.
Etik değerleri maddeler halinde genelge haline getirip yayımlamakla meseleleri çözmek mümkün değildir. Bu olsa olsa disiplin cezası olur ki bunun etik kavramıyla yakından uzaktan alakası yoktur. Bu listede somut ve soyut ifadeler yer almakta olup bazen sınırlarını belirlemek olası değildir. O yüzden de neye göre? Kime göre? Soruları devreye girerek tam bir muammaya dönebilir. Etik değer insanın içinde bulunan fıtratı bir tutumdur. Bunun sonradan değiştirilmesi imkânsız olmasa da zordur.
Sonuç olarak; bizi yönetenler seçilmiş siyasetçiler olduğuna göre bunların iyilerini seçmek bizim elimizdedir. Bunu yaparken de elimizdeki şablon etik değerler kavramı olmalıdır. Bu şablona uyan iyi insanlarla yola devam etmek hem hizmet hem de değer üretecekleri için toplumun menfaatine olacaktır.
Dinimizin bu konuda ki mesajı açıktır; “nasıl yaşıyorsanız öyle yönetilirsiniz” toplumu bireyler oluşturduğuna göre önce bizim iyi insan olmamız kaçınılmazdır. Daha sonra da iyi yöneticileri başa getirme konusunda hassasiyet göstermemiz gerekir.
Son söz; emaneti ehline vermek devletin temelidir.
Saygılarımla,
Erol Aydın