Ülkenin tek gündem maddesi ekonomi iken muhalefet yine başka mecralara yelken açarak şaşırtmaya devam ediyor. Üstelik helalleşme gibi kendisine oldukça uzak ve yabancı olan kavramlarla muhafazakâr kesime selam çakıyor fakat samimiyet testine takıldığı için ancak Demirtaş’ın takdirini kazanıyor olması ile oldukça manidar.
Kılıçdaroğlu, milletin balık hafızalı olduğunu düşünüyor olacak ki geçmişteki tam aksi açıklamalarını görmezden gelerek zihinleri bulandırarak parsa peşinde koşuyor. Kendi ikbali için de partisinin bir asırlık geçmişini sanık sandalyesine oturtmaktan çekinmiyor. Tabi ki kendi pozisyonu açısından çıkışlar yapmak zorunda çünkü çoklu bir kumpasın cenderesinde sıkışmış durumda. Bir taraftan aday olmak istiyor fakat anketlerde beşinci sırada bulunduğu için bunun sancısını yaşıyor. Diğer taraftan İmamoğlu adaylıktan vazgeçmediği için onun önünü kesmeye çalışıyor. Bir başka sıkıntısı ittifak ortağı kendinin aday olmasına sıcak bakmadığı için zor günler yaşıyor.
Geçmişte kendisini parlatmak adına; Gandi Kemal, Sakin/Yumuşak Güç, Demokrat Amca gibi kavramlarla çıkışlar yapılmış olsa da doğuştan lider olmadığı için bunların hiç birisi üstüne yapışıp kalmadı. Birisi hakkında sürekli bu şekilde benzetmelerle algı oluşturulmaya çalışılıyorsa iletişim stratejisi açısından adayın zaaflarını kapatma çabası olduğu çok açıktır. Yaklaşık 12 yıllık liderliğinde hiçbir seçim başarısının olmaması da bu tezi doğrulamaktadır. Karşısında ise geçmişten günümüze tek bir kavramla “Reis” olarak ifade edilen dünya lideri olduğu için işi oldukça zor.
Yaklaşık 20 yıllık bir iktidar düşünün ki bu kadar tecrübe ve deneyime rağmen kendi aleyhine olacak kararlar alır mı? Hayat pahalılığı ve geçim derdi ile ilgili olarak bu süreçte büyük sıkıntılar olsa da ülkenin bekası ile ilgili olarak yapısal bazı reformları yapmak zorundadır. Bunları çözmediğinizde belinizi doğrultmanız ve tam bağımsız olmanız mümkün değildir. Dövizde ki artışlar tamamen psikolojik olup, bütün bunları bizi kumpasa almak isteyenlerin ekonomik saldırıları olarak büyük resmi okumak gerekmektedir. İddialı büyük proje ve girişimlerden vazgeçmeniz durumunda her şey belki biraz daha rahatlasa da müstemleke olmaya devam edersiniz.
Sonuç olarak; ülke yangın yerine dönse de muhalefet bildiğiniz gibi durumun daha da kötüye gitmesi adına elinden geleni ardına koymuyor. Ülke batsa da biz iktidar olsak gibi negatif muhalefet ile elde edilecek bir başarı söz konusu değildir. Sürekli erken seçim isteyip elinde proje ve adayı bile belli olmayan bir muhalefetin memleketin ahvali şeraitini düzeltmesini beklemek hamasetten öte hayaldir.
Esenlik dileklerimle,