Atalarımız, “Merhametten maraz doğar!” demişler. Fakat günümüzde öyle olaylara şahit oluyoruz ki bunun bile ötesine geçilmiştir.
Bir zamanlar kiralık bir dairemizi insanlara kolaylık olsun diye emlakçıya vermedik. Dolayısıyla kendimizce onlara yardımcı olmak istedik.
İnternet üzerinden yaptığımız paylaşımın açıklama kısmına da: “Peşinat, kefil, depozito, noter ve senet yok, insanlık var, daha ne olsun!” diye yazarak yayımladık. Biz herkesi kendimiz gibi iyi niyetli düşünüyorken olaylar çok farklı noktalara evrilerek büyük şok yaşadık.
Fiyatı da uygun yazınca iki gün boyunca telefonlarım hiç susmadı. Arayanların yarısı da emlakçıydı ve bize % 50 daha fazla fiyat teklif ediyorlardı. Her şeye rağmen prensiplerimizden taviz vermedik.
Arayanlardan birisi çok ısrarlı bir şekilde evi talep ediyor ve görmeden tutmak istiyordu. Arayan bayan kendisinin özel bir üniversite de öğretim üyesi olduğunu ve de evi yine talebe olan oğlu için kiralamak istiyordu.
Sonunda anlaştık kontrat yapmak için eve geldi. Eşyalı olan evi hiç gezmeden, “Dört duvar olsun yeter!” diyerek tuttu. Yaklaşımından şüphe etsek de evi verdik. Meğerse kadın bu konuda uzman bir dolandırıcıymış!
Kadın, bizden hemen sonra evi kendisi ev sahibiymiş gibi tekrar ilana koymuş. Ağına düşürdüğü genç bir üniversite talebesine evi yarı fiyatına hem de bir yıllık olarak peşin vermiş. Genç adam da yıllık olduğu için fiyat konusunda pek şüpheye düşmemiş ama ay sonunda her şey açığa çıkınca da kadın çoktan kayıplara karışmıştı bile...
12 yıldır emlakçılık yapan bir arkadaşım anlatıyor: “Bu işe ilk başladığımda çok insaflı ve merhametliydim. Fakat öyle olaylar yaşadım ki zaman içerisinde artık bende sıfır merhamet oluştu! Boynunu bükerek kendisini kedi gibi acındıranlar, evi tuttuktan sonra aslana dönüşüyordu. Bu yüzden de bunca tecrübeden sonra artık; düzenli geliri olmayana, asabi ve sinirli olanlara, kefil getirmeyenlere ev vermiyorum!” diyor. Sistem ve insanlar merhamet abidesi olan bu adamı “Sıfır merhamet” noktasına getirmişti.
Sonuç olarak; İslam merhamet dini olarak da ifadesini bulmaktadır. Dolayısıyla her şeye rağmen merhameti elden bırakmamak gerekiyor fakat art niyetli insanlar yüzünden de gerçek ihtiyaç sahipleri de mağdur olmaktadırlar. Burada bir denge kurmak ve de insanları ayrıştırmak çok kolay olmadığına göre de, “Yüce Allah’ım şerli insanların şerrinden bizleri muhafaza etsin!” diye dua etmek elzemdir. Bazıları, “İşimiz duaya kaldıysa yandık!” diye düşünebilir onlar da yoga yaparak rahatlayabilirler!
Esenlik dileklerimle,