İletişimde söz, en önemli unsur olarak ilk sırayı alırken, yazı hemen akabinde onu takip etmektedir. Zaman ve şartlara bağlı olarak iletişimde yeni unsurların devreye girmesi kaçınılmazdır.
Bilişim çağı ile birlikte hayatımıza giren akıllı telefonlar iletişime yeni bir boyut getirmiştir. Aslında var olan fakat kullanım alanı sınırlı olan emoji denilen ecinnilerle iletişim kurmaya çalışmak akıllı telefonlarla zirveye ulaşmıştır. Okuma ve yazma konusunda mevcut olan tembelliğimize, emojiler can simidi gibi yetişmiştir.
Emoji olmasa bile, yazışmaları kısaltarak yapan bir nesilden başka bir tavır beklemek zaten mümkün değildir. Önce kelime içerisinde bulunan sesli harfler ayıklanmış daha sonra kelimelerin baş harfleri noktalarla birlikte kullanılmaya başlanmıştır. Bu iletişimi belli bir yaşın üzerinde bulunanların anlaması mümkün değilken, gençler kısa sürede yeni duruma uyum sağlayarak yaygınlaşmasını sağlamışlardır. Yazışmalarda, metnin sonuna tek bir tane emoji koymak belki kabul edilebilir. Fakat metnin yer almadığı, tamamen emojilerden oluşan bir iletişim, iletişim olmaktan çıkmıştır.
Bu durum, iletişime hız kattığı için kabul edilebilir gibi düşünülse de dilimizin yozlaşması açısından vahim sonuçlar doğuracaktır. Günlük hayatta 300-400 kelimeyle konuşan bir neslin bu şekilde kısaltmalarla toplumun diğer kesimleri ile anlaşmaları zaman içerisinde çıkmaza girecektir.
Bir ülkenin bağımsızlığının en önemli ulusal göstergesinin ana dili olduğu düşünüldüğün de mesele gelecek açısından vahim sonuçlar doğuracaktır.
Bir diğer tehlike ise, filozoflara ait birçok sözün birer slogan olarak kullanılmasıdır. İçi ve içeriği boşaltılan bu özlü sözler, uysa da uymasa da kes-yapıştır yöntemi ile her derde deva niyetine gelişigüzel kullanılmaktadır. Bu ciddiyetsiz tutum, sözün etkisini yok edip, aleladede bir ifade olarak yayılarak özü gözden kaçırılmaktadır. Oysaki bu sözler, büyük tecrübe ve deneyim sonucunda ortaya çıkmış hayat rehberi olacak vecizelerdir. Bu sözlerin arka planında bulunan öze vakıf olarak hayatımıza rehber etmiş olmak gerekmektedir.
Sonuç olarak; insanın sosyalleşmesi sürecinde en önemli unsurun iletişim olduğu muhakkaktır. İlk insanlar iletişimde, işaret ve beden dilini kullanmaktaydılar. Aradan geçen bu kadar zaman sonra emoji denilen işaret diline dönmek kabul edilebilir değildir.
Güzel dilimize yapılan bu büyük haksızlığa karşı çıkmalıyız. Bu ve benzeri uygulamalar da olduğu gibi insanların daha duyarlı olması sağlanmalıdır. Teknolojinin hayatımızı kolaylaştırıp, bizleri ileri taşıması gerekirken, burada olduğu gibi geri götürmesi kabul edilebilir değildir.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın