Başlıktaki dövmek fiilini şiddet olarak algılamamak, eleştiri olarak okumak gerektiğini sanırım yanlış anlamaların önüne geçmek adına baştan belirtmek isterim.
Yaşadığımız çağa göre bazı eğilimler popüler kültürün tezahürü olarak özellikle yeni nesil üzerinde etkili olabiliyor. Bunda dijital çağın küreselleşme dediğimiz dünyayı koca bir köy haline getirdiği sürecin sonucu olduğunu kabul etmek gerekir. Zaman zaman dünyanın herhangi bir yerinde ortaya çıkan bir yenilik adeta bir virüs gibi yayılabiliyor. Bunun sonucu olarak ta bünyemize, kültürümüze, töremize ve değerlerimize uyup uymadığına bakmadan kabullenilmektedir. Özellikle Z kuşağı sorgulamadan, irdelemeden ve de yargılamadan bu olumsuz kültürel etkileşimin yayılmasına katkı sunmaktadır.
İnsan bedeni Allah tarafından bizlere verilmiş bir emanet olup, onu her türlü dış etkenlere karşı korumak hem insani hem de İslami bir görevdir. Çalışırken, dinlenirken, eğlenirken hülasa her daim bedenimizi korumamız kaliteli bir hayatın olmazsa olmazıdır.
Günümüzde çok yaygın olarak bazı insanlar vücutlarını adeta bir tuvale çevirmek suretiyle dövme ile kaplatmaktadırlar. Çeşitli boyaların lazer yardımı ile deri altına zerk edilmesi ile oluşan uygulama hem sağlık açısından oldukça sakıncalı hem de inanç noktasında sıkıntılı bir durum oluşturmaktadır. Estetik kaygılarla yaptırılan bazı operasyonlar bir nebze kabul edilebilirken bedene yapılan döğme dinimizin lanetlediği bir eylem olduğu için kabul edilebilir değildir.
Bu konu öyle bir noktaya geldi ki yaş, cinsiyet ve statü tanımadan salgın bir hastalık gibi yayılmaktadır. Vücudun görünen, görünmeyen en mahrem yerlerine kadar şekil, sembol, figür, resim ve imza olarak kalıcı hale getirilmektedir. Hiç kimseyi, hiçbir konuda bu kadar ortak noktada buluşturmak mümkün değilken ortaya çıkan durum bir akıl tutulmasıdır.
Bazı gençlere, bunun inancımız noktasındaki yasakları iyi anlatılsa belki bundan vazgeçip konuya daha duyarlı yaklaşacaklardır. Bilmeden yaptıranları anlamak belki kabul edilebilir, çünkü kişi bilmediğinden mesul değildir. Fakat Hadisle sabit olarak yasaklandığını bile bile yaptıranları Allah affetsin çok büyük vebal.
Sonuç olarak; gençlik hevesiyle yaptırılan bu döğmeler iler ki yıllarda hem itikadı hem de sosyal hayatta aşılmaz engel olarak karşılarına çıkabilir. Burada ailelere büyük görev düşmekte olup, çocuklarını zorla değil ama mahsurlarını anlatarak vaz geçmelerini sağlamaları gerekmektedir. Böylece hem dünyevi hem de uhrevi hayatlarını kurtarmış olacaklardır. Aksi takdirde ebeveynler de bu eyleme ortak olarak bunun hesabını vermek adına şimdiden huzuru mahşere cevap hazırlamaları gerekmektedir.
Saygılarımla,
Erol AYDIN