Günümüzde içi en fazla boşaltılan kavramların başında hainlik ve uzantısında ihanet gelmektedir. Aslında çok ağır bir vebali olan bu kavramların ulu orta kolayca kullanılıyor olması bile son derece sakıncalıdır. Birbirini suçlayan kişilerin ağzından ilk çıkan kelime hain olmaktadır. Bunu bu kadar kolay ifade ederken, ya ağızdan çıkanı kulak duymamaktadır ya da bu ithamın kimse farkında değildir.
İhanete götüren sebeplerin başında ise hasetlik söz konusudur. Haset kişinin karakteristik özelliklerinin başında, “Ben de niye yok!” düşüncesi hâsıl olmakta ve devamında ise, “Bende yoksa onda da olmasın!” şeklinde devam etmektedir. Başkasında olması onu rahatsız ederek, kor ateşin bir odunu yakması gibi onu yok edip, tüketmektedir. Böylece hayatı boyunca mutsuz bir şekilde ömrünü tamamlarken diğer tarafa ateşini de beraberinde götürmektedir.
İhanetin bir de algı olarak sadece vatana ve millete karşı yapılan bir eylem gibi sunuluyor olması da ayrı bir sıkıntıdır. Mesela korona günlerinde bilgilerin çarpılması, sulandırılması ve gerçeğin tam tersiymiş gibi gösterilmesi de bir tür ihanettir. Bu şekilde tutum ve davranışlar toplumun psikolojisini ve moralini bozduğu için ihanetin ötesinde aynı zamanda kul hakkına da girmektedir. Salgın konusunda büyük bir seferberlik başlatılmış, devletin tüm kurumları ile herkesi ve her şeyi etkileyen bu illetten kurtulma mücadelesi verilirken nifak sokarak algı oluşturmakta da hainliğin başka bir türevidir.
Yaşadığımız bu dünya hayatında her şey bizlere emanet olarak verildiği için emaneti korumak başlıca görevimiz olmalıdır. Emanete sahip çıkmamak ise ihanet olarak kabul edilmektedir. Bu salgın günlerinde kendi sağlığımızı korumamak da emanete sahip çıkmamak olacağı için kendimize karşı yapılan ihanete girmektedir. Bunun yanında salgının bulaşıcı olması hasebiyle de toplum sağlığını tehdit ettiği içinde aynı zamanda ihanet olarak da kabul edilebilir. İhanete daha geniş bir çerçeveden baktığımızda ortaya çok daha vahim sonuçlar çıkmaktadır.
İhanet türlerini çeşitlendirdiğimizde; aile reisinin, çoluk-çocuğunun rızkını temin ederken helal-harama dikkat etmemesi ailesine ihanettir. Çalışanın, yaptığı işe hakkını vermemesi patronuna karşı yaptığı ihanettir. Doğaya ve hayvanlara karşı yapılan her türlü vahşet çevreye karşı yapılan ihanettir. Bu listeyi bu şekilde uzatmak mümkün olmakla birlikte meselenin özünün anlaşılması bakımından yeterli olduğu kanaati ile çevremizdeki her türlü olumsuzluğu bu bağlamda değerlendirmek mümkündür.
Sonuç olarak; bu fani dünya hayatı ile birlikte ahiretimizi de heba etmemek için ihanet adına ortaya koyacağımız tutum ve davranışlarımızı tekrar gözden geçirmemiz kaçınılmazdır. Rahmet ve bereket ayı ramazan da her türlü arınma ile emanet olarak elimizde bulunan nimetleri haset ve hain tuzağına düşmeden diğer tarafa taşımalıyız.
Esenlik dileklerimle,