2. Mahmut döneminde bir zürafa hediye edilir, bunu da Gülhane Parkına koyarlar. Adamın birisi bunu bir binip sanıp üzerine binince hayvan çılgınlar gibi koşturmaya başlar. Bunun üzerine adam, ”Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete!” diye söylenince bu tarihten sonra benzer durumlar için bu deyim kullanılarak bugünlere gelmiştir.
Klişe olarak söylenen, “bir kitap okudum dünyam değişti!” İfadesinde olduğu kadar olmasa da okuduğum son kitap bugüne kadar olan düşünce ve önyargılarımı değiştirdi. Korku, gerilim ve fantastik kitaplar tarzım olmadığı için ilgi göstermez ve elime dahi almazdım. Fakat eleştirel olarak okumam ve değerlendirmem için adresime yazarından imzalı bir kitap gelince okumak zorunda kaldım.
Erkan Aksu, “ALAMET” isimli kitabında okuyucuya bol miktarda korku ve gerilim vadediyor. Kitabın kapağında bulunan; dağınık saçları, kanlı gözleri, uzun tırnaklar, dökülen etleri ve de korkunç görüntüsü ile bir hayalet içerik hakkında yeterince bilgi veriyordu. Fakat okumaya başladığınız ilk satırdan itibaren âdeta sizi vakumlu bir şekilde içine çekerek büyülüyor ve nefes almayı bile unutarak elinizden bırakamıyorsunuz. Burada sizi etkileyen korku ve gerilim değil, yazarın tarz ve üslubu olmaktadır. Türkçeye olan hâkimiyet, akıcılığı kurgu ve hikâye anlatımında ki başarısı sizi sizden alıyor.
Küçük yaşta tüm ailesini kaybeden ve yetimhanede büyüyen Arif bir çocuk. Geçimini çöpleri karıştırarak ve üst üste giydiği ceketlerle sürdüren gizemli Kamil bir insan. Bir bedende iki kişi olarak gözetim altında tutulan ve bundan kurtulmaya çalışan Aria bir kadın. Topladığı cücelerle sözde bir sirk ve ölümsüzlük vadeden fakat onları istismar eden bir adam.
Düşüncelerin okunduğu, bilinçaltına girilerek geçmiş zamanda yapılan yolculuklarla devam eden olaylar örgüsü ve yaratılan kaoslar ile sizi sizden alarak sürekli savrulmalarla heyecan hep zirvede tutuluyor. Bunu başarmak önemli bir meziyet, yetenek ve zeka olarak yazarın hanesine artı puan yazmaktadır.
Buradan korku ve gerilim filmi çeken sinema yönetmenlerine sesleniyorum tamamen orijinal kurgusu olan bu kitabı senaryo bile yazmadan direkt beyazperdeye aktarabilirsiniz. Okurken sahneler o kadar güzel ifade edilmiş ki âdeta izliyorum hissine kapılıyorsunuz. Bunun yanında sıra dışı olay ve olağanüstü durumlar için size fantastik de gelse bu kadarı da olmaz demiyorsunuz.
Genç bir yazar olmasına rağmen bugüne kadar 9 kitap çıkarmış. Tarzından ödün vermiyor ve bu türde iki kitabın daha hazır olduğunu söylüyor. Daha iddialı bir şey ise kafasında en az 100 tane orijinal proje olduğunu bunları yazarken düşüncelerine parmaklarının yetişemediğinden yakınıyor. Bunun yanında tüm yazılarını cep telefonu ile yazıyor ki bu durum bile sıra dışı birisi olduğunu ortaya koyuyor. Kitabını okurken bu kadar uç noktalara nasıl ulaştığını, bunları nasıl akıl ettiğini hatta kendisinde olağanüstü bir gücün olduğunu sorgulasam da bu konuda açık vermedi.
Hedefinin dünyada bu konuda bir numara olan Stephen Kıng gibi olmak istediğini ifade etmesi kapasitesi hakkında size bir fikir verecektir. Ben de aynı kanaatteyim gelecekte klasikler arasında yer alacak bu kitapların, yazarın sağlığında takdir edilmesi elzemdir.
Sonuç olarak; kendisi ile ilgili olarak bir çerçeve çizerek kanaat ortaya koymaya çalıştım. Okumanız halinde bu çerçeveyi daha iyi tamamlayacağınızı ümit ediyorum. Kitapla ilgili geniş analizi ise 1K internet sitesinden daha detaylı okuyabilirsiniz. (https://1000kitap.com/kitap/alamet--355359) Çok şey vadeden Alameti okumanız durumunda alametli insanlar hakkında çok şey öğreneceğinizi taahhüt ediyorum. Bindiğiniz bu “ALAMET ”kıyamete değil sizi kıymete taşıyacaktır.
Esenlik dileklerimle,