Bazı kavramlar vardır ki birbirinden ayrılmayan ikili olarak sürekli gündeme gelirler. Mesela, Tahin ve pekmez nasıl ki hep birlikte anılırsa yazmak ve çizmek de aynı cümle içerisinde zikredilmektedir. Adeta eskilerin ifadesi ile bu kelimeler birbirinin mütemmim cüzü gibidir. Yazma konusu malum olmakla birlikte burada çizgi konusunda bir tahlil ortaya konacaktır.
Çizgi konusunda ki deyimleri tek tek ele aldığımızda;
• Altını Çizmek; bir konudaki hassasiyeti ortaya koymak için önem atfedilen durumu belirtmek için kullanılır.
• Üstünü Çizmek; bir kişinin gözden çıkarılması ve kaleminin kırılması konusunda ki kararlılığı ortaya koymak için kullanılır.
• Yan Çizmek; verilen söz ve taahhüttün yerine getirilmemesidir.
• Çizgi Ötesine Geçmek; alışılmış ve rutin olarak kabul edilmiş bir durumun dışına çıkacak bir performans ortaya koymak.
• Çizgiyi Aşmak; kabul edilmiş ve sınırlandırılmış bir standarda karşı gelerek bunun ötesine geçerek kabul edilemez bir duruma düşmek.
• Çizgiye Taşımak; yoldan çıkmış ve sapmış olan birisini makul çerçevenin içine taşımak.
• Zikzak Çizmek; bir görüş ve düşüncenin savunulmasında sürekli yalpalayarak istikrarsız bir tavır sergilemek.
• Çizgi Çekmek; bir tavır ve davranışın sınırlarını belirlemek için yapılan eylem.
• Çizgiden Sapmak; bir konuda belirlenmiş olan standardın ötesine geçerek hedefin sapması ile olumsuz duruma düşmek.
• Eğri Cetvelden Doğru Çizgi Çıkmaz; referanslarınız yanlış ise bunları kullanarak doğruya ulaşmanız söz konusu değildir anlamında kullanılır.
Bir kısmını buraya aldığım çizgi konusuna da listeyi uzatabilirsiniz. Aslında basit gibi görülen bir çizginin bile ne kadar derin anlamları olduğunu görmek şaşırtıcı olsa gerek diye düşünüyorum. Sosyolojik olarak baktığımızda; hayatımıza yön vermek, doğru yolda kalabilmek, istikamet üzere olmak ve de çizgiyi aşmamanın ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.
Teknik olarak incelediğimiz zaman ise hareket eden bir noktanın bıraktığı iz olarak görülür. Bunun yanında iki nokta arasındaki en kısa yol şeklinde de ifade edilmektedir. Doğru, kırık ve eğri olmak üzere de çeşitleri mevcuttur. Hayatımızın her alanında karşılaştığımız çizgi gerek gerçek, gerekse mecazi anlamıyla bizleri hem birey hem de toplum olarak etkilemektedir.
Sonuç olarak; hayatın ritmi çerçevesinde farkında olmadığımız birçok kavramın derin anlamları olduğu gerçektir. Farklı bir bakış açısı ile bunlara vakıf olduğumuzda yeryüzünde zerre olan insanın mutlaka bir çizgisinin olması kaçınılmazdır. Çizgimizin olması yetmez aynı zamanda bu çizgimizi de korumamız esastır. İnancımızda “sıratı müstakim” olan dosdoğru yoldan ayrılmamak temel hedefimiz olmalıdır vesselam.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın