Ak Parti oldukça iddialı bir şekilde kurulmuştu. Bu konudaki hazırlıklar, vizyon, insan kaynağı, sloganı ve ismi ile siyasete hızlı bir giriş yapmıştı. Kurulduğu dönemdeki konjonktürün de etkisi ile önemli bir boşluğu doldurarak muhalefet yüzü bile görmeden iktidar olmuştu.
Geçen 17 yıllık süre zarfında girdiği her seçimden başarı ile çıkması olumlu gibi gözükse de gelecek için kaygıların oluşmasına neden olmuştur. Siyaset yıpratıcıdır, iktidar ise mutlak yıpratıcı olarak misyonunu yerine getirmiştir. Başarıdan başarıya koşan bir partinin karşısında bir bloğun oluşması da doğaldır. Yıllardır başarısızla motivasyonu düşmüş olan muhalefet güç birliği yaparak yeni bir taktik geliştirmiştir. Normalde asla bir arada bulunmayacak kesimlerin ortak paydada buluşması da aslında çaresizliğin bir sonucudur.
İktidar, geçen bu süre zarfında ülke için büyük alt ve üst yapı yatırımları gerçekleştirmiş olsa da bunlar başarı için yeterli olmamıştır. Ekonominin dışa bağımlı olması, enerjinin ithal edilmesi bütçe açılarına neden olarak kalkınmaya yeterli payı bırakmamıştır. Göçmen sorunu ve dış politikada ki zaaflar ise vaatlerin yerine getirilmesi konusunda ayak bağı olmuştur. Varlık nedeni olan adalet ve kalkınma konusunda tam bir başarı elde edemediği için de zaman içerisinde sorgulanmaya başlanmıştır.
Bütün bunların yanında 17 yılda yeni bir nesil ortaya çıkarak seçmen olarak siyasete eklenmiştir. Bilişim çağının çocukları olan bu nesil için bireysel özgürlükler her şeyin önüne geçmiştir. İktidar gençlere yönelik olarak teknolojik alt yapı ile onları desteklemiş olsa da onları anlama yolunda başarılı olamamıştır. Üslup konusunda ortaya konan iletişim ve diyalog yanlışları da bütün bunlara eklenince ortaya sıkıntılar çıkmıştır.
Sayın Erdoğan’a karşı diktatör suçlaması muhalefetin diline pelesenk olsa da bunun doğru olmadığı son İstanbul seçimlerinde tescil edilmiştir. Eğer iddia ettikleri gibi olsaydı sonuçlar çok farklı olabilirdi. Görülen o ki eksik ve noksanlarına rağmen halen daha ülkemizde demokrasi vardır ve de olmaya devam edecektir.
Ak parti ilk defa yaşamış olduğu bu kayıp karşısında süreçten ders çıkartarak gerekli refleksi gösterecek potansiyeli mevcuttur. Gerek lider ve gerek teşkilat olarak sandıktan alınan mesaj doğrultusunda kendisini yenileyecektir. Buna tecrübesi, kadroları, teşkilatı ve taraftarları ile hazırdır.
Sonuç olarak; Ak parti bir dönem partisi olmayıp her türlü kayba rağmen ülke genelinde % 40 kemik oyu olan bir vizyon partisidir. Türk siyasetinde var olmaya devam edecektir.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın