Bilişim çağının etkili iletişim portalı olarak, sosyal medyanın etkisini inkâr etmek mümkün değildir. Bu etki geometrik katsayı ile katlanarak çığ gibi büyümektedir. Bunun bilincinde olan bazı art niyetli kesimler istedikleri gibi at koşturarak algı operasyonu yapmaktan geri kalmıyorlar.
En hayati meselelerde bile fırsatçılık yaparak cımbızla elde ettikleri görselleri kullanarak “Habbeyi kubbe yapmakta” mahsur görmüyorlar. Oysaki paylaştıkları görüntü bir anlık bir yansımadır. Sanırsınız ki kendileri hayatlarında dört dörtlük bir yaşam sürüyorlar.
Daha ilginç olanı ise birçok insan meselenin kaynağını araştırmadan olaya ideolojik yaklaşarak paylaşıma destek veriyor, beğeniyor, acımasızca eleştiriyor, yargılıyor ve de yaftalıyor. Şurası unutulmamalıdır ki sanal ortamda her bilgi doğru değildir, kaynağını araştırmadan buna çanak tutmak hem etik olarak doğru değildir hem de hukuki sonuçları bakımından müeyyideye tabidir.
Daha enteresan olanı da bu gibi uygunsuzluklara kerli, ferli kişilerin de aracı olmasıdır. Bu bir akıl tutulması ve sürü psikolojisidir. Yapmayın, etmeyin aynı zamanda kul hakkına da girdiği için bunun hesabını huzuru mahşerde vermek kolay değildir. Kul hakkını hafife almak ise ayrı bir zafiyettir. Bunun sanal ortamda yapılması neticeyi değiştirmez tam tersine daha tehlikelidir.
Çünkü ortam sanal olduğu için kimlerin hakkına girdiğiniz ve bunun tespiti de mümkün değildir. Yüce Allah, “Kul hakkıyla gelmeyin” dediğine göre bu çok önemli uyarıya inanmış insanların çok daha fazla önem göstermesi gerekir. Diğerleri için ise söylenecek söz yoktur, tesirsiz sözü söylemekte gereksizdir.
İnancımızın temel felsefesi; “İyilikleri yayıp, kötülükleri önlemek” olduğuna göre buna uygun hareket etmek herkesin hayrına olacaktır. Kötülük yapmasak bile bunun yayılmasına aracı olmak, yapmakla aynı mesabede sonuçlar doğuracağı için son derece hassas olan bu konuda dikkatli olunmalıdır.
Birlik olunması gereken en sıkıntılı dönemlerde bile fırsat kollayarak açık aramaya koyulmak en basit ifadesi ile fesatlıktır. Nifak tohumları ekerek kutuplaşma yaratmak kimsenin hayrına olmayacaktır.
Sonuç olarak; bu güzel vatan toprağında birlikte barış içerisinde ve kardeşçe yaşamak zorundayız. En azından asgari düzeyde değerlerimiz de buluşmak herkese iyi gelecektir. Yaptığımız her işten, konuştuğumuz her sözden ve de paylaştığımız her görselden sorumlu olduğumuzu aklımızdan çıkarmamamız gerekir. Gaza gelip, hamasetle sorunları çözmek mümkün değildir. Dışarıda yeterince düşmanımız var iken birbirimize düşmemiz sadece onları sevindirecektir. Heveslerini kursaklarında bırakmak adına “Habbeyi kubbe yapmaktan” vazgeçelim.
Esenlik dileklerimle,