Yazının başlığı aynı zamanda bir kitap ismi, bu köşede genellikle eleştirel yazılar kaleme almış olsak ta zaman içerisinde ortaya çıkan güzellikleri teğet geçmek olmaz diye düşünüyorum.
Felsefe konusunda akademisyen olarak görev yapan değerli dostum Süleyman Aydın’a bu çalışması için çok şey borçluyuz. Sebebine gelince, ilk defa felsefe konusu bir deneme olarak yaşamın tam ortasına oturmaktadır. Felsefe konusunda halk arasında ortaya çıkan önyargıları yerle yeksan eden bir kitap olduğunu söylemem yeterli olacaktır.
Kitap felsefeye girişin olup çıkışın olmadığı bir disiplin algısını tersine çevirerek felsefeden çıkışın da olabileceği gerçeğine dayanıyor. Yazılarında kendi ifadesi ile “akademik bilgi, felsefi saptama ve kurgu üçlüsünü harmanladığını” görüyoruz. Bunun yanında yine kendi saptaması ile “günlük hayatın içinden örneklerle somutlaştırmayı ve tam anlamı ile hissedilir kılmaya çalıştım” diyerek devamında “tekdüze ve sıkıcılıktan uzak herkesin kendinden bir şey bulacağı “ vurgusunun altını çiziyor.
Bu kitap aynı zamanda felsefe tarihinin derinliklerinde saklı duran bir gerçeği dile getiriyor; tanrı, din, sonsuzluk ve ölümden sonraki hayat gibi soyut kavramların iç içe geçmiş matruşka bebeklerine benzetiyor. Bu konularda felsefe yapmak yerine; daha somut olan, bilim, din, siyaset ve yaşam konularını felsefik olarak irdeliyor.
Felsefeyi bir traktöre benzeterek kendi mecrasında yani bu traktörü tarlada sürdüğünüzde verimli olacağını savunuyor. Bu traktörün okyanusa sürüldüğünde ise içinden çıkılmaz bir sonsuzluk olarak kaybolacağı tezi işlenerek felsefeden çıkışın mümkün olamayacağı tezi veciz bir şekilde ifade ediliyor.
Klasik bir ifade olarak “bir kitap okudum hayatım değişti” mottosunu gerçekleştirecek bir fırsat sunuyor. Felsefe konusunda halkın algısı şu slogan ile özetlenebilir; “felsefe eder adamı vesvese” bu bakış açısı insanları felsefeden soğutarak uzaklaştırmıştır. Bunun yanında felsefe okyanusunda boğulan klasik akademisyenler sayesinde felsefe hayatımıza dâhil olamamıştır. Bütün bunların farkında olan yazar ilk defa yapılan bir deneme ile yaşantımızdaki somut kavramlarla felsefeyi buluşturup çıkışı bize sunmuştur. Bunu yaparken de meselenin daha iyi anlaşılıp hazmetmenin kolaylaşması adına kendi hayatına ait kesitler sunmuştur.
Sonuç olarak; bugüne kadar felsefe konusunda bildiğiniz bütün bilgileri unutun. Bunun yanında kafanızda bulunan tüm ön yargıları bir kenara bırakın. Bir roman tadındaki bu eseri bir solukta okuduğunuzda hayata bakış açınızın çok farklılaştığını fark edeceksiniz.
Son sözü değerli Süleyman Hocama bırakarak, ben kenara çekiliyorum.
Öğrencilerimden her duyduğumda beni en çok mutlu eden şeylerden biri “hocam siz felsefeyi sadece öğretmiyorsunuz: yaşıyor ve de yaşatıyorsunuz” cümlesi olmuştur. Bu kitapta, bu kitabı okuyan herkese felsefeyi hissettirmek ve yaşatmak istedim. Büyük bir heyecanla yazdım. Felsefenin her an hayatımızın her köşesinde dipdiri olduğunu, ona uzak olduğunuzu düşünseniz dahi sizi kuşatmış olduğunu ve onunla kucaklaşmanız gerektiğini göstermek istedim.
FELSEFESİNİN MATRUŞKA BEBEKLERİ-Felsefeden Çıkış
Süleyman AYDIN Yayın B 175 Sayfa 25 TL
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın