Halkımızı İslamiyet’ten uzaklaştırmak için önce Kuran harflerini değiştirdiler. Sonrasında da Kuran dili olan Arapçayı unutturdular. Hutbelerde Kuran’ın emrettiği değil siyasetçilerin tamimlerini okudular. Maalesef yapılan çaba ve emekler boşa gitmedi. Bırakın Kuran’ı anlamayı dedelerimizin mezar taşlarını dahi okuyamaz olduk.
Evet, öyle bir asırda yaşıyoruz ki hadislerde tarif edilen dehşetli şahısların dinsizce muamelelerine muhatap olduk ve olmaya devam ediyoruz. O halde resmi zevatın yerine İslam alimlerinin sözlerine dikkat çekmek gerekiyor. Aksi takdirde bunlar hem dünyamızı hem de sonsuz hayatımız olan ahretimizi karartacaklar.
İşte Bediüzzaman Said Nursi, din yıkıcılarının çabalarına karşı yazmış olduğu eserlerinde bizleri İslam’ın özüne davet ediyor. Risale-i Nur Külliyatı dinimize karşı işlenen suikastlara karşı Kuran ayetlerini tek tek ele alarak tefsir ediyor.
İşte bunlardan sadece bir tanesi olan Sözler isimli eserinde Kuran’ın ne olduğunu ve tarifinin nasıl olduğunu harika bir surette izah etmiştir. Orjinalini kendi kitabından okumaya davet ederken Kelam-ı Ezeli olan Kuran’ın tarifini anladığım ölçüde madde madde yazarak ifade etmeye çalışayım:
Kuran, bütün alemlerin Rabbi itibarıyla Allah’ın kelamıdır. Bütün mevcudatın İlahı ünvanıyla, Allah’ın fermanıdır. Hem bütün sema ve arzın Hâlıkı namına bir hitaptır.
Allah’ın mutlak terbiye ediciliği yönüyle bir mükaleme, konuşmaktır. Hem bütün kainatın sahibi olan Allah hesabına bir ezeli hutbedir.
Kuran, bütün kainatı kuşatan Allah’ın Rahmeti noktasında bir iltifattır. Hem de uluhiyetin haşmetinin büyüklüğü haysiyetiyle bazı surelerin başında şifre bulunan bir haberleşme mecmuasıdır.
Allah’ın güzel isimleri içinde bulunan ve ism-i azam olarak ifade edilen en yüce isimlerden indirilen hikmet dolu bir mukaddes kitaptır.
İşte saydığımız sadece bu birkaç madde dahi Kuran’a “Kelamullah” ünvanı verilmiştir. Kuran’dan sonra sırayla diğer peygamberlerin kitapları ve suhuflarına önem derecesi verilir.
Allah’ın insanlarla bir çeşit konuşması olan ilhamlar ise külliyet ve önem itibarıyla Kuran’ın dercesine yükselemezler. Çünkü Allah’ın bazı melek, insan ve hayvanlara verdiği ilham; özel bir Rahmet tecellisi olup hususidir.
Kuran’ın farklı asırlarda yaşamış bütün peygamberlerin kitaplarını içine alan bir külliyeti vardır. Bütün vehim ve şüphelerden arınmıştır. Bütün yönleri parlaktır.
Dayanak noktası; vahiy ve ezeli bir kelam olmasıdır.
Hedefi ve gayesi; ebedi saadettir.
İçi; halis bir hidayettir.
Üstü; iman nurlarıdır.
Altı; ilim ve gözlerimizle gördüğümüz deliller ile doludur.
Sağı; tecrübe ile sabit olan kalp ve vicdanın teslim olmasıdır.
Solu; akıl ve idraki kutsi emri altına almasıdır.
Meyvesi; Rahmanın rahmeti ve Cennetidir.
Makamı ve kıymeti ise insanların, cinlerin ve meleklerin doğru sezgileriyle semavi bir kitap olmasıdır.
Kuran’ın mucizeliği ve belagati ile insanoğlunun eseri olamayacağı çok açık olarak görünmektedir. Allah kelamı olmasını şu noktalardan anlayabiliriz.
Kuranın nazmındaki güzel ve güçlü ifade, manasındaki belagat, üslubundaki güzellik, lafzındaki düzgünlük ve beyanındaki üstünlük ve haşmet; emsalsizdir.
Kuran’ın kapsadığı yönler itibarıyla da harikadır. Lafzındaki, manasındaki, ilmindeki, bahislerinde ve üslubundaki camiiyyet harikadır. Bütün bu yönlerini Bediüzzaman Said Nursi, Sözler isimli kitabında (13. ve 25. Söz) ayetlerden örnekler göstererek izah etmiştir.
Bununla birlikte eğer daha detaylı bilgi edinilmek isteniyor ise Kuran’ın mucizeliğini ve harika yönlerini anlatan Sözler isimli bu eseri muhakkak temin edip okumak lazımdır. Aklımıza takılan çok sayıda sorunun cevabını öğrenmek bir yana derin bir Kuran bilgisine erişmek de mümkün olacaktır. İşte kendinize bir iyilik yapın Sözler isimli kitabı ya satın alın ya da okumak istediğiniz bilgisayar veya cep telefonunuza kaydediniz. Bana da çok dua edeceğinize inanıyorum, vesselam…