Kuran’da çok sapkın bir kavimden bahsedilir. Lut Peygamberin kavminden. Sapkınlıkta ve ahlaksızlıkta eşi benzeri olmayan bir topluluktur.
Araf Suresi 80-84, Hud Suresi 74-83, Hicr Suresi 77, Enbiya Suresi 74-75, Şuara Suresi160-175, Neml Suresi 54-58, Ankebut Suresi 28-35, Saffat Suresi 133-138, Kaf Suresi 31-37, Necm Suresi 49-54, Kamer Suresi 33-39 ve Tahrim Suresi 10. Ayetlerinde bu sapkın Lut kavmi anlatılmaktadır.
Her konuda rehberimiz olan Kuran’da bu denli çok yer aldığına göre Lut kavmine ve sapkınlıklarına yer vermek ve uyanık olmak; kendisine Müslüman diyen her insanın üzerine bir borçtur.
Mesele bu kadar açık ve net olduğu halde devlet yöneticilerinde akıl almaz bir uyuşukluk hali hatta körlük bulunmaktadır. Eşcinselliğin ve çeşitli ahlaksız tutumların yaygınlaştırılması maksadı ile yapılmış İstanbul Sözleşmesi imzalandığı yetmiyormuş gibi buna uygun çıkarılan birçok yönetmelikle karşı karşıya kalmış durumdayız.
Evet, şu gerçeği artık görmek zorundayız. Toplumu yozlaştırmak için cinsiyetsiz bir nesil meydana getirmek ve güzel ahlaktan uzaklaştırmak için başta Siyonist kurum ve kuruluşlar olmak üzere gecesini gündüzüne katarak çalışmalar yapıyorlar. Dine düşman ve feminist örgütlerde; kendilerine en büyük katkıyı sağlamaktadır. Özellikle CHP’li kadınlar bu konuda başı çekmektedirler.
Kimse doğru dürüst farkında değil. Örneğin bir Güney Koreli müzik grubu üzerinden bütün dünyada "Cinsiyetsiz toplum" projesi yürütülüyor. Kadın görünümlü erkek üyeleri aracılığıyla ülkemizin her yerinde bu dehşetli ahlaksızlık boy göstermektedir.
Anayasamız aile ve çocuklarımızı korumaktan devleti sorumlu tutmuştur. Buna karşılık bütün devlet kurumları uykuya dalmıştır. Biz ne kadar bağırsak çağırsak da sağır olup sesimizi işitmemektedirler.
Avrupa Konseyinin oluşturduğu uzmanlar grubu “Kadına Yönelik Şiddet ve Hane İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele” adını kullanarak Lut kavminin yeryüzünde çıkardığı sapkınlığa benzer şekilde Şeytanı dahi utandıran ahlaksızlık projesini yürürlüğe soktular.
Tekrar söylemek gerekir. Zararın neresinden dönülse kardır. Derhal bu ahlaksız gidişe bir son verilmelidir. Bu konuda yapılacak işlerin başında 80. Maddede belirtildiği gibi tek taraflı olarak bu aileyi yok etmeye çalışan sözleşmeden çekilmek gerekiyor. Çünkü eşcinsellik başta olmak üzere cinsi sapıklıkları önleyecek en önemli işlerden bir tanesi erkeklerin erkek gibi ve kadınların da kadın gibi görünmesi gelmektedir.
Bu konuda Kuran’da Lut kavminin başına gelenler zikredildiği gibi hadislerde eşcinsellik konusu üzerinde önemle durmamızı gerektirmektedir. Hadislerde “Resûlullah (asm), kadınlaşan erkeklere ve erkekleşen kadınlara lânet etti." (Buhârî, Libâs 62. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Libâs 28; Tirmizî, Edeb 24; İbni Mâce, Nikâh 22) buyurulmaktadır.
Bediüzzaman Said Nursi, Lemaat isimli eserinde “Erkekler heva ve hevesle kadınlaştıkça kadınlar da hayasızlıkla erkekleştiler” diyerek bu sapkınlığa dikkat çekmiştir.
Evet, erkek kadın gibi süslense muhannesliktir (kadınlaşmaktır) yakışmaz. Mert ve onurlu erkekler cilveli kadın gibi davranmamalıdır. Dinimizin bize kazandırdığı onur ve izzet, Türk tarihinin gösterdiği kahramanlık ve şecaat bu çirkin görüntüye müsaade etmez. Devlet yöneticileri şimdiye kadar tedbir almadı ise hiç olmaz ise bundan sonra dikkatli olmalıdır.
Yapılan çalışmalar açıkça gençlerin unisex kişiliğe ve 3.cinsiyet adı verilen apaçık bir sapıklığa yönlendirmektedir. Lut kavminin başına gelen dehşetli eşcinsel sapıklık bugün hem Türkiye’de hem de bütün dünyada özellikle medya araçları ile sürdürülmeye çalışılmaktadır.
Küresel ahlaksızlık odakları, cinsiyetsizliği yaygınlaştırmaya çalışmaktadır. Bu duruma seyirci kalan hükümetimiz müzik, sinema ve moda yoluyla yaygınlaştırmaya çalışılan nötr cinsiyet, unisex kişilik veya 3.cinsiyet faaliyetlerine karşı önlem almamaktadır. Bilakis seküler yaşamadı altında sapıklık devlet eliyle zorla dayatılmaktadır.
Ne üzücüdür ki İstanbul Sözleşmesi’nin maddelerinden bir çoğu: LGBT adı verilen sapık güruha karşı bunları koruma amaçlı maddelerdir. Sözleşmenin “Temel Haklar, Eşitlik ve Ayrımcılık Karşıtlığı” başlıklı 4. Maddesi’ne göre “Bu sözleşme hükümlerinin taraflarca uygulanışında, cinsiyet, toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği başka statüler temelinde hiçbir ayrımcılık yapılmayacaktır.” Denmektedir.
Ayrıca sözleşme, hane içi şiddetin tanımını yaparken “eş” kavramı ile birlikte “partner” kavramını da ele alarak LGBTİ+ (lezbiyen, gey, biseksüel, transeksüel ve interseks) bireylerin içerisinde olabileceği Medeni Kanunda tanınmayan ilişkileri de kapsamaktadır. Bu utanç verici sözleşmenin İstanbul gibi yüzyıllarca İslam’a başkentlik yapmış bir şehirde imzalanması affedilmez bir hatadır.
Türkiye gibi Güney Kore de proje ülkelerden bir tanesidir. Gelişmekte olan bu iki ülkeyi bu ve benzer ahlaksızlık ile çökertmeye çalışmaktadırlar. Türkiye’de bu işi sinsizce ve bilinçsiz kamu kurumları ve Sabetay medyası aracılığı ile sürdürürlerken Güney Kore’de apaçık sapıklığa gidilmektedir. Örneğin bu ülkede son dönemde erkeklerinde makyaj yapması moda haline gelmiştir. Müzik Grupları aracılığı ile dehşetli ahlaksızlıklar planlanmaktadır. ARMY adı altında açılımı “gençlik için tapınılası gençlik temsilcisi” adı altında faaliyetler düzenlemektedir.
Doğu toplumlarını dizayn etmek için gelişmekte olan ülkeler arasında teknolojik olarak ileri durumdaki Türkiye ve Güney Kore özellikle seçilmiştir. G. Kore’den gelen verilere göre bir 2011’de bir ara günde 40 gencin intihar ettiği haberleri basına yansımıştır.
Çok zeki olmaya gerek yok. İstanbul Sözleşmesinin değiştirilmesini istediğimiz maddeleri ve bu sözleşmeye dayalı olarak çıkarılan 6284 sayılı yasa, çok tehlikeli ve uygulamada kaldığı müddetçe, yaygınlaşan cinayetler süratle artacaktır. Daha nice aile faciaları yaşanacaktır. Çünkü ateşe körükle gidilmektedir. Böyle giderse bu dehşetli cinayetler devam edecek işin içinden çıkılmaz hale gelecektir.
Ülkemizde eşcinselliğin meşhur şahıslarını önemli mekanlara ismini vermek sureti ile meşrulaştırmak işin başka bir boyutudur. Nereye baksanız ahlaksızlık diz boyunu geçmiştir. Mesela İstanbul'un en güzel yerine ismi verilen Pierre Loti bunlardan sadece bir tanesidir.
65 Yaşında olmasına rağmen "Osmanlı öldürmek istiyorum" diye savaşa katılan, Osmanlının kaybetmesinden sonra İstanbul'a yerleşen, Osmanlı eserlerini talan edip Fransa'ya kaçıran casusun tekidir bu sapık kişi. Kadınlara değil; daha çok erkeklere ilgi duyuyordu.
Böyle bir casusun, böyle bir sapığın, böyle bir Türk düşmanının, nasıl oluyor da İstanbul'un en güzel yerlerinden birine ismi veriliyor ?
İdris-i Bitlisi ülkemize çok yararları olmuş bir zattır. Fakat bu isim kaldırılıp bir Fransız olan Piyer Loti'nin ismi verilmiş. Üstelik İdris-i Bitlisi'nin hem çeşmesi hem de köşkü o bölgede bulunuyor. Eşiyle birlikte kabristanları ile birlikte...
Peki bu isim değiştirmeler sadece bu kadar mı? Sadece birkaç tanesini yazayım:
Manisa'nın gerçek ismi Manisa değil Saruhan’dır. Yozgat'ın gerçek ismi Bozok’tur. Samsun gerçek ismi Ladik’tir. Adana'nın gerçek ismi Kozan’dır. Adana İlçe iken il yapılmış Kozan il iken ilçe yapılmıştır.
Ağrı'ya Ermeniler Ağrı ismini kullanırlardı. Türkler, Beyazıt derler fakat Ermenilerin isteği üzerine Ağrı adı verilmiştir. Bursa'nın gerçek ismi Hüdavendigar’dır. Bilecik'in gerçek ismi Ertuğrul’dur. Keza Diyarbakır’ın ismi Dıyar-ı Bekir’dir.
Ciddi bir araştırmaya girsek bu illerden başka nice Türk ve Müslüman isimlerin Rum ve Ermeni isimleri ile değiştirildiğini görürüz. Maksat şanlı geçmişimizle olan bağları koparmaktan başka ne olabilir ki?
Okuduğum 4 yıl boyunca Deniz Harp Okulunda bir defa dahi Cuma namazı kılmak nasip olmadı. Lakin hala Sabetay Yahudilerinin ritüellerine karşı çok saygı duyulmaktadır ve her yıl aksatılmadan yürütülür. Ne yazık ki Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya benzeyen bu çirkin işler hala devam etmektedir. Örneğin “Kuzu Günü” bunlardan sadece bir tanesidir. Bir çok denizcilik okullarında benzer şekilde ziyafetler verilmektedir. Öyle ki denetlemelerde dahi çıkmayan yemekler bu gece hazırlanır; Yahudilerin kutsal saydıkları bu günün anısına her nevi eğlence tertip edilir.
Kuzu gününün önemi şudur. 22 Martta Sabetay ayini yani “Mum söndü” yapılmasıdır. Lakin köpeklerden farksız olarak zina yapılır ve bu gece doğan çocuklar kendilerince “kutsal!” sayılırlar. Bu iğrenç adet birçok Batı ülkesine yayılmış olup türlü türlü adlarla partilere devam etmektedirler.
Heybeliada’da 3 yıl ve Tuzla’da ise bir yıl boyunca Deniz Harp Okulunda okudum. Kara Harp Okulunda cami olmasına rağmen bizim okulumuzda yoktur. Halbuki Annapolis’teki Amerikan Deniz Harp Okulu’nun birebir kopyası olan bu okulda nedense kilise yerine cami yaptırmak, hiçbir okul yöneticisinin aklına gelmemiştir.
Buna karşılık Yahudi ritüelleri her yıl muntazam olarak uygulanır. Benim gibi namaz kılan öğrencilere ise hiç acınmaz. Ne kadar başarılı olursa olsun derhal okuldan atılırlar. Sonra milletimiz biraz da safça şu soruyu sorar: “Yahu niye askeri okullarda dindar öğrenci kıyımı yapılıyor?”
Lut kavminin ahlaksızlığından farksız olarak ahirzaman adı verilen dehşetli bir asırda yaşıyoruz. Bu duruma sessiz kalmak Piyer Lut-i gibi eşcinsellerden hiç olmaz ise isimlerinden kurtulmamız gerekiyor.
Akla şu soru gelebilir. Niçin bu eşcinsel sapıklıklar genellikle Sabetay dönmelerinde ve Yahudiler arasında çıkıyor? Fakat bunu yazılarımın uzun olmasından şikayet eden okuyucular nedeniyle başka bir yazıya erteleyelim, vesselam…
Vehbi KARA
Songül KARAMAN
Ümmet Bilincini Canlandırmak
Hüseyin KURT
Telekonferansın Ardındaki Gerçek: Büyük Kürdistan’ın Güncel Senaryosu
Hasan KARADEMİR
Giriş: Foucault'nun Eleştirel Soykütüğünün Temelleri
Bedriye Arık ÇAMBEL
Kurban Edilen Işık
Seyfettin BUDAK
Neden Doymuyoruz?
Doç. Dr. Özlem Özçakır Sümen
Eğitimde Teknoloji Kullanımı: Fırsatlar Ve Tehditler
Gülay ÇETKİN
Okullarda Yapılan Projelerde Arada Kalanlar Okul İdareleri
Bülent ERTEKİN
Kim kime racon kesiyor!
Adnan ÖZ
Lidere selam dur!
Recep YAZGAN
Milli Eğitimdeki virüs; Agnostik CHP Ruhu!
Vehbi KARA
İnsanlık tarihinde yaşanan döngüler ve iktisat biliminin doğuşu
Mehmet BOZKURT
Cumhuriyetin değerleri diyorlar!
Erol AYDIN
Cinsliğin Dayanılmaz Ağırlığı
Suat ALTINBAŞAK
Hayızlı iken oruç tutulamayacağının Kur’an’daki Delilleri (1)
Ahmet SAĞLAM
ŞÜPHE VE KORKU
Mehmet Nuri BİNGÖL
KIRMIZI İPEK ya da YEMİN
Hamdi TEMEL
Kirlenen Hava, Solan Hayat
Eyüphan KAYA
Ak Parti 23 yılda kendini ispat etti!
Halil MERT
İngiliz+Abd Oyunları Bozulmalı…
Emine İPEK
Suskunluk: Kalbin Zarif Direnişi
Servet ZEYREK
Denge
Aydın BENLİ
Edebiyata Değer Katanlar Avukat Fatma Saçak Akbulut
Ahmet AYDIN
Bilir misin?
Burhan BOZGEYİK
Bir İstanbul Serencamı Daha (1)
Nihat Güç
Gittikçe Bunalıma Batıyoruz
Mahir ADIBEŞ
Gaflet mi dalalet mi!
Özlem Gürbüz
Eğitimle Değişen Dünyamız
Ahmet Eren KURT
Pensilvanya’da Taht Kavgası
Recep Ali AKSOYLU
Lipton’un Çekilmesiyle Kuru Çay Üretiminde Yabancı Kalmadı!
Abdulkadir MENEK
Sumud Kahramanları
Ahmet DÜZGÜN
Putlarımız ve Perestlerimiz
Cevahir AYDIN
Yanlış Anladınız
Mesut CİHAT
Allah'ın Zatı ve Subuti Sıfatları
Durmuş TUNACIK
Hilafet Işığı
Aysun Rabia GÜLER
Ebabiller Akdeniz'de
Uğur UTKAN
Mustafa Kemal Atatürk’ün Şeriatla İlgili Düşünceleri
Fatih ORUÇ
Orta Vadeli Program (2026-2028)
Zuhal GÜNDÜZ
Gündemiz: Küresel Sumud Filosu
Batuhan ŞUORUÇ
Şıracılar
Mesut BALYEMEZ
SOSYAL MEDYA KEVAŞELERİ
Bilal Dursun YILMAZ
Her Şey Dâhil Vicdan
Oktay ZERRİN
Sokak Cümbüşcüsü Hasan Yarar'ın Ardından
Ziya GÜNDÜZ
Atasoy Müftüoğlu Ve Hiçliğin Kıyısında
Ravza ZEYBEK
Bulanlar Arayanlardır
Gündoğdu YILDIRIM
Komşuda pişer!
Aydan KURT
Farkında mısınız?
Asiye Tanrıöver TÜRKAN
Mahremiyet, insanın özgür iradesiyle var oluşu!
Mustafa ÖZEL
1. Sezon 3. Bölüm Yükleniyor
Zehra KINALI
Stratejik Ortaklık mı, Siyasi Çıkmaz mı!
Murat GÜLŞAN
Türk Milliyetçisinin Vicdan Muhasebesi
İsa ÇOLAKER
Aşık Veysel Şiirinin Renkleri
Fatma Nur ÖZCAN
Didar-I İkbal
Özhan KIZILTAN
Duvarların Ardında Filizlenen Hayat
Memiş OKUYUCU
Zübeyir Yetik’in Ardından…
Hasan TÜLÜCEOĞLU
Göbeklitepe'de HZ. İbrahim Silüeti
Denizay BÜYÜKDAĞ
Gazze’den Öğrendiğim İslam
Cahit KURBANOĞLU
Nefis nedir ve ne istiyor?
Ahsen Meryem SÜVEYDA
Onlar Kendilerini Biliyorlar
Fahri Urhan
Uyanık Olalım
Muhammed Rıdvan SADIKOĞLU
Vicdanın Yükselişi
Nesibe TÜKEL
Anne Hakkı
Denizay KONUK
Gözler Kör, Kulaklar Sağır Olunca; Başlar Öne Eğilirmiş
Mücahit GÜLER
Modern İnsanının Anlam Sorunu 1
Adem ÇEVİK
Türkiye Aile Meclisi'nden Ahlak ve Aile Koruma Çağrısı
Ergün DUR
ÖĞRETMEN
Hüseyin KAÇIN
Dindar neslin tanrı'sı yoksa dijital neslin tanrıları var!
Özlem AKYÜZ
Nereden geldiğini unutma!
Yusuf AKTAŞ
Köftenin kokusu kimleri cezbetti!
Emine AYDEMİR
Ateşle oynayan evliya Ateşbaz veli hazretleri
Tarık Sezai KARATEPE
Sen Yoksun Diye! Müjdecim!
Abdullah BİR
Fitne, Kaos, Suriye ve Suriyeliler’e Daire İki Kelam...
KÜLLİYEN YAZAR
Şşşşt Başkanım Sana Söylüyorum!
Süleyman GÜLEK
Küçük Lee İle Çekirgesi
Adnan ALBAYRAK ŞİMŞEK
MUHAFAZARLIK
Serkan GÜL
Çocukları +18 İçerikten Koruyun
Başyazı
Samsun’un sağlığıyla oynamayın!
Fehmi DEMİRBAĞ
ÇÖKÜŞ
Hacer Hülya KARADAĞ
Ayasofya'dan Sonra Mescid-İ Aksa'ya…
Tevfik DEMİR
28 Şubat Darbesine Dair Postmodern Notlar
Veysel BOZKURT
İnsan Beyni ve Kontrolü Bir Değerlendirme
Zinnur ŞİMŞEK
Bir Doğumun Ardından
Osman Çakmak
Eğitimin kıblesini batıldan batıdan çevirmek mecburiyeti!
KERİM YILMAZ
İlkadım'a damga vuracak başkan!
Adnan KARAKUŞ
Faruk Koca ve Batı Değerleri
Süleyman KOCABAŞ
Siyonist İsrail’in Koloniyal Jandarma –Polis Devleti Olarak Doğuşu
Şener Danyıldız
Trafikte Empati ve Sempati
Elif Ekşi ZORER
Güzellik
Orhan SARIKAYA
Direk Tehdit!
Saadettin BAYÇELEBİ
Sessiz Gemi
Yaşar BAŞ
Ormanlar Yanıyor Birileri Saçlarını Tarıyor!
Mahmut KURU
Aşk, Yine Aşk… Yine Aşk!
Ayhan GONCA
Fetö'den kurtulmanın tek yolu...
Hanife OKUTAN
Narsist Sapkının Kurbanı Olmayın
Hülya Bulut
Samsunlu Olmak Mı Samsun’da Yaşamak Mı?
Bukrenur YILMAZ
Keşkenin Halet-i Ruhiyesi
M. Burhan HEDBİ
Emekçinin elini öpen peygamber!
Prof. Dr. Adnan DEMİRCAN
Nasıl Ayağa Kalkarız!
Pınar HOLT
Kendini yeniden keşfet!
Ayhan ENGİN
Hazinemiz Ahlakımızdır…
Ahmet Kubilay
Ayvaz İnsan
Cuma YILDIZ
Cambridge’e Giden Aşk
Ahmet ÖZTÜRK
Hadi Türkiye, Dolar Düşüyor
Dursun Ali Tökel
Cinnet Buğdayları
Savaş UYAR
Varlığından Haberdar Olmadığımız Hastalığımız: Safsata
Ümit Zeynep KAYABAŞ
Güven Zor Bir Duygudur…
Nur DİNÇKAN
Udhiyyeden Kurbiyyete
Suat ZOR
ABD, Adana Mutabakatı Ve Suriye İle Nihai Çözüm
Sonradan Gurme
Beyaz Ev’de Yemesek De Olurdu
Ahmet Fatih AKKAŞ
Ferman!
AKASYAMSPOR
Yıldırımcı mıyız, Uyanıkçı mıyız!
Züleyha TUNA
Mevsimler Ve Sen
Ali KAYIKÇI
“Güldürmeyin” Bizi, “Sayın Hâkimler!..”/9
Gülay ALPAGUT
Cennet berat belgesiyle değil amelle kazanılır!
Hamza ÇAKAR
Çocuk Savaşçılar
Alperen CARUS
İttifaklar ve HDP çıkmazı!
Selma MEDENİ
Ne Hacet Seni Anlatmaya
Ankara KULİSİ
Çiğdem Karaaslan Çevre Ve Şehircilik Bakanı Mı Olacak!
MÜNEKKİT
Seçim Sonuçlarını Nasıl Okumalıyız!
Sıddıka Zeynep BOZKUŞ
Zahideler /Teyzeler
Kevser KARSLIOĞLU
Yeme Problemi Olan Çocuklar İçin Çözüm Önerileri
Selçuk KAYA
Yazık oldu!
Ali Haydar YILMAZ
Eğitimde fırsat eşitliği gelecek bahara mı!
Bedia YILMAZ
Ben de varım!
Levent BİLGİ
Fehmi Koru, Said Nursi Ve Susmak
İhsan ZORLU
Paralel Devletin Eli Postmodern Anarşizm!
Esat BEŞER
Gerger Gençliğinin Bayrak Sevdası
Nurettin VEREN
Japonya’daki G20 Zirvesinde, FETÖ’nün Üniversiteleri Konuşuldu mu!
Mehmet FIRAT
İlim Ve İrfanla Geçen Bir Ömür: Şeyh Esad El Çokreşi
Ahmet BEREKET
ABD temsilciler meclisinin kararına bir Bozkurt nidası ile gecikmeden cevap verelim!
Ali Can AKKAYA
İnanır, Sabreder Ve Gereğini Yaparsanız…
Hüseyin YILMAZ
Diyanet’in Atatürk’le imtihanı!
Oktay GÜLER
Merhaba!
Halil KÖPRÜCÜOĞLU
İslamiyet ile Tıb arasında problem var mıdır!
Atilla YARGICI
Kur’an’da Korona Var Mı?
Rukiye AYDIN
2022'de Kendime Bazı Tavsiyeler!
Osman KÖSE
Ahıska Türkleri Sürgün, Özlem Ve Gözyaşı
Ruhugül ZİYADAN
Hayrı harabat edilen Bafra!
Ali KORKMAZ
Eksik Organ Sendromu
Yücel EMRAH
Ben Muhammed...
İbrahim Yusuf ŞAHİN
Parçadan Bütüne, Kolaydan Zora Karşılaştırmalı Bir Dil Öğretim Yöntemi
Ebru AÇIKGÖZ
Taşların Gizemli Dünyasından Hayatınıza Renk Katan Mozaik Sanatı
EnesTANIŞ
Taşın Dediği
Muhyiddin SÜLEYMANOĞLU
14 Şubat Sevgililer Günü Üzerine Kalbî Bir Muhasebe
Mesut KÖSEOĞLU
Daha Ne Denir!
ACZ ZARİFOĞLU
Kırlarda Çiçekler Artık Bensiz Açacak…!!!
Muhammet ÜSTÜNER
Yeni Türkiye Düzeni
Meryem YİĞİT
Gitmek İsteyenler
İsmail OKUTAN
Gerçek Dostluğa Dair
Tolga TURAN
Maskın Ustası Özgür Maskeler
Bozkır KURDU
LÜTFEN BENİ CİDDİYYE ALMAYIN
Gülşen KILINÇER
Yeşilin Ormanına, Yatayına, Dikeyine, Her Türlüsüne Karşı Bunlar!
İlknur ESKİOĞLU
Neydik ne olduk allah'ım!
Adem MUTLU
Engelleri Aşıp Hedefe Ulaşmak!
Zelal ALPASLAN
İnsan Terazisi
Ömer KARAMAN
Sevgili Öğrencim…!
Ümit AYDIN
Partilerin Kaderi Mahalle Başkanındadır!
Ahmet Doğan İLBEY
Kemalist Gençliğin Çanakkale Şehitliğinde “Kadeş” Rezaleti!
Önder GÜZELARSLAN
İsraf Bir İnsanlık Suçudur!
Mehmet ÖZÇELİK
Altılı masa aday belirleye dursun atı alan üsküdar'ı geçti!
Gülhanım CAN
Eti Senin Kemiği Benim
Levent ERTEKİN
Fakir Halkın Bağışladığı 350 Uçak
Okan KARAKUŞ
Osmanlı Devletinde Ramazan Gelenekleri
Gülay YILMAZ
Sus çarpılırsın!
Bahar ARSLAN
Hakikati Algımıza Taşıyan Beden
Feyza Nur DİLEKCAN
SAÇMALAMA (!), SAÇMALIYORSUN (!), SAÇMA (!)
MEHMET ERBİL
Keşke bir mayıs bayram olsa!
Kürşat Şahin YILDIRIMER
Hücum Terapisi :Hayatın Anlamı ve Her İnsanın Kendine Sorduğu Soru
Sema KOCA
Rahmetini Umarak
Celal TÜRK
EKONOMİK KeRİZ
İbrahim Erdem KARABULUT
Her gün durmadan küfrediyorum!
Betül Özer BÖLÜK
Kelimelerin Şaşırtıcı Etkisi
İlknur GENÇOĞLU YILDIRIM
7'den 70'e Herkese İzciliği Sevdiren Işıltan Uşaklıgil Öğretmen
Muhammed Veysel AKKAYA
Allah’ın Seçkin Kulu Olmanın İşareti Kur’ân-I Kerîm’e Gönülden Kulak Vermektir
Edanur İSMAİL
Dünyada Neyi Değiştirmek İstersin
Nazile ŞANAL
Yol Ve Yer Arayanlara Ya Fettah
Prof. Dr. İnanç Özgen
Arazi Parçalılığı
Zehranur Yılmaz KAHYAOĞULLARI
Ulu çınarım, babam...
SAVAŞ YILMAZ
Her Nasip Vaktini Bekler, Vakit İse Yaradanı
MEHMET YILDIZ
Beterin beteri var…..!
Seyfullah YİĞİT
Buhara Bizi Çağırıyor… (-1-)