Takdiri ilahi. Salgın hastalık daha Türkiye sınırlarına girmeden, salgınla mücadelenin herkese ait dini, hukuki, sosyal, insani ve ahlaki bir görev olduğunu en yüksek sesle söylüyordum. Hatta bu konuda ihmali olanların acımasız bir şekilde cezalandırılmasını, gösterilecek merhametin başka insanların hayatını tehlikeye atacağını da ifade ediyordum.
Gerçekten de kişisel olarak Pandemi tedbirlerine benim kadar sıkı sıkıya bağlı, benim kadar tavizsiz uygulayana da pek rastlamadım.
Ben bir defa maskesiz ve mesafe koşullarına uymadan hiç kimse ile temas kurmamaya çok büyük özen gösterdim. Ancak mesleği doktorluk olan bir arkadaşım, bir vesile ile ofisine gittiğimde, alternatif tıp uygulamalarını bana da uygulamak için çok ısrar etti. Ben bu ortamda zorunlu tıbbi müdahaleler dışında tıbbi bir uygulamayı kabul etmeyeceğimi ifade ederek kabul etmedim.
O ısrar esnasında ben maskeliydim, doktor arkadaşımız maskesiz. Israr biraz uzun sürdü ama ben kesinlikle reddettim.
Bu ısrarın ertesi gün doktor arkadaşımızda Covit19 semptomları başlamış, ondan iki gün sonra Cumartesi günü de çok hafif şekilde bende de başladı. Pazar da devam edince, akşam saatlerinde gidip test verdim. Pazartesi uyandığımda hafif ateş, hafif kas ağrısı ve hafif öksürükten eser kalmamıştı. Başka bir semptom da zaten yoktu. Doktor arkadaşlarla istişare ettim. Birçok tıbbi soru sorduktan sonra Corona olmadığımı söylediler. Ben de niye telaşlanıp test verdiysem diye hayıflanmadım değil.
Pazartesi günü öğleden sonra Sağlık Bakanlığından telefonla aradılar ve test sonucunun pozitif olduğunu söylediler. Yarım saat sonra da telefonuma test sonucu pozitif mesajı da düştü.
Takdiri ilahi. Belki de Türkiye’de bu konuda en fazla dikkatli olmaya çalışan hatta dikkati biraz da abartan biri olarak ilahi takdirin pençesinden kaçmanın mümkün olmadığına zaten inanıyorduk da, bilvesile yüzleşmiş olduk.
Elhamdulillahi ala külli hal. Sürecin en tedirgin edici tarafı nasıl bir seyir izleyeceği konusunda hiç kimsenin sağlıklı bir öngörüye sahip olmaması.
Böyle zamanlar insanların kendi ile yüzleşme zamanıdır.
Aslında kişisel kariyer ve günlük hedeflerimizin ne kadar değersiz olduğunu da bu yüzleşmeler anlatıyor bize.
Nerdeyse bin yıllık nefs terbiyesi geleneklerinin temelini rabıta-ı mevt kavramı oluşturur. İrfan geleneğimiz ölümü hatırda tutan yanlış yapamaz prensibi üzerine kuruludur.
Bu gerçekle yüzleştiğimizde, sadece ve sadece bu gerçekle baş başa kaldığımızda, araya en yakınlarınızın, en candan arkadaşlarınızın, kardeşlerinizin, eşinizin, çocuklarınızın, annenizin bile giremeyeceği zamana geldiğinizde; Unvanlarınız, servetiniz, başarılarınızın sizi terk ettiğini ve hiçbir değerinin kalmadığını görüyorsunuz. İnsan için bundan daha gerçek ve bundan daha dramatik bir imtihan olamaz. İlahi takdir ne ise elbette boynumuz kıldan ince.
Hastalığın ilk günlerinde işin doğrusu önemli bir sorun yaşamadım. Yaklaşık bir hafta sonra koku duyusu kayboldu koku duyusundan iki gün sonra da tad alma duyusu kayboldu. Her ikisi kaybolduktan bir gün sonra akciğer tomografisi, kan testi ve Covit testi verdim. Akciğerlerde hafif bir tutulum olmuş. Kan değerleri normal ve Covit testi negatif çıktı.
Tad ve koku duyusunun kaybolmasının ne kadar ağır bir imtihan olduğunu biri söylese inanmazdım.
Şimdi şiddetli öksürük, tad koku kaybı gibi artçı etkilerle mücadele halindeydim. Ağır bir imtihan. Ama bütün kavramları gerçek anlamıyla kavramaya yarayan çok büyük bir ders.
Hayatı, ölümü ve ölümden sonra dirilişi yaradana hamdolsun.
Elhamdulillahi ala külli hal.