Türkiye’de geleneklere göre evlendiği halde, cinsel saldırı sanığı olarak cezalandırılmalar var mı? Elbette var.
Ama erken evlilik konusunda ortalığı kaplayan yalanın bini bir para.
Bazıları iki dakikalık internet araştırmasına bile gerek duymadan “17 yaşında evlendi diye on yıl hapis cezası alanlar var” diye yakıyor ortalığı.
Bu ülkenin en büyük sorunu şu. İftirayı bir kişiye atarsanız sanık oluyorsunuz da tüm topluma iftira atarsanız kanaat önderi muamelesi görüyorsunuz.
Konuya geçmeden önce doğru bilgileri vererek başlayalım.
Türkiye’de serbest evlenme yaşı Türk Medeni Kanunu’nun 24. Maddesi aynen şu şekilde; “Erkek veya kadın on yedi yaşını doldurmadıkça evlenemez.
Ancak, hâkim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple on altı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir.”
Yani serbest evlilik yaşı neymiş; 17. Peki gerektiğinde hakimin onayı ile evlenebilme yaşı neymiş; 16.
Yani Türkiye’de evlenme, 17 yaşını doldurma ile mümkünmüş. Öncelikle bunun altını çizelim.
Peki erken evlilik mağduru dediğimiz kitle hangisi? Evlendiği kişinin yaşının küçük olması nedeniyle, cinsel saldırı suçlusu olarak cezalandırılanlar.
Türk Ceza Kanunu Cinsel Rıza yaşını 15 olarak belirlemiş. 15 yaşını dolduran herhangi bir kimse, geleneklere göre evlenirse, bu kişi evlendiği kişinin şikayeti olmadıkça cezalandırılmaz.
Ancak 16 yaşını doldurulduğunda ise, hakim izni ile resmî nikah yapabilinir..
Bence hiç konuşulmuyor ama işin en önemli taraflarından birisi burası. Çünkü rızası ile birlikte yaşanmasına izin verilenlerin evlenmesinin yolunun kapalı olmasının mantıklı bir nedeni olabilir mi?
Ancak buraya dikkat çeken yok denecek kadar az. Sazı eline alan 18 yaşından küçük olanlar nikah yapamaz, dini nikahla yaşarsa da hapse atılır diyor. Altını çizelim ki böyle bir bilgi doğru değil.
Suç sayılan 15 yaşın altındakilerle yapılan evlilikler. Tam sayısını bilmiyorum ama toplumda bu şekilde cezalandırılanlar var. Aile içinde düğün ve dini nikah ile evlenmiş, çocukları olmuş. Yargılamalar uzun sürdüğü için yaşı da ilerlemiş bazı kimseler cezaevine giriyor. Aile reisi cezaevine girince geride kalan eş ve çocuklar sahipsiz kalıyor. Bu tablo insani bir tablo değil. Buna bir çözüm gerektiği kesin. Bu çözümün yöntemi ne olur onu bilmem. Ancak rıza dışı ilişkiye girenlerin, yani tecavüzcülerin evlenme ile aklanmasını da elbette hiç kimse istemez. Bir defa yaşı ne olursa olsun, bir kimseyi rızasına aykırı olarak cinsel ilişkiye zorlamak yani tecavüz asla tolerans gösterilmemesi gereken insanlık dışı bir suçtur. Tecavüz kadar tecavüz iftiralarına karşı da devletin kendi vatandaşını koruması gerekir. Aslında bu konuyu düzenleyen yasalardan daha çok sorunun uygulamadan kaynaklandığı intibaı bende de var. Ama temel prensip şu. Gayri meşru bir cinsel saldırı varsa, devlet önce adil bir yargılama yapmalı, adil bir yargılamada rıza dışı yaşanmış tecavüz tespit edilirse de buna en ağır cezayı vermeli ve hiçbir şekilde sonradan uzlaşma olsa bile bu cezayı hafifletmemeli.
Ama toplumun önünde düğün dernek evlenmiş, çoluğa çocuğa karışmış insanlara tecavüzcü muamelesi yapmak hakkaniyetli bir davranış olmaz.
Ama 18 yaşından küçük olanların düğün dernek evliliklerinin suç olduğuna dair iddia tamamen gerçek dışıdır.
Hele bu konunun İstanbul Sözleşmesi ile ilişkilendirenlerin söyledikleri tümüyle gerçek dışıdır. Bir soruna dikkat çekmek için, gerçek dışı sözler söylemek uygun bir davranış olamaz. Bu konuda bilgi eksiği olanlar var. Doğru bilgiyi vermek de bizim görevimiz.
Bir de hükümet düşmanlıkları nedeniyle idrak kanalları yok olmuş olanlar var. Bilerek isteyerek kasten gerçek dışı iddialarla toplumda infial oluşturmak isteyenler var.
Zaten onlara bizzat anlatsanız da anlattıklarınızın bir etkisi olmayacağı için bu anlattıklarım onlara değil. Samimi olarak böyle bir yanlış bilgiye sahip olanlar varsa onlar için bilgilendireyim dedim.