Birileri yeniden gerilimi tırmandırmak istiyor anlaşılan.
Ne işlerine yarayacaksa! Gerilimi tırmandırıp buradan bir karışıklık çıkarmayı aklından geçirenler varsa hiç umutlanmasın.
Bir karışıklık çıkaracak güçlerinin olmadığını onlar da çok iyi biliyordur.
Amaçları gerginlik üzerinden salim aklın devre dışı kalmasına çalışmak. Gerginleşen atmosferde salim bakış açısını korumakta zorlanmalar oluyor.
Bazıları kötü niyetli, bazıları tedavi gerektirecek aşamaya gelmiş kaygı bozuklukları düşünce dünyasını sarsmaya başlıyor. Güvensizlikler depreşiyor.
Yargı teşkilatının Perinçek eksenine kaymakta olduğunu aklına getirebilene veya Perinçek’in aracı olduğu bazı ittifaklardan söz edebilene Allah şifalar versin demekten başka ne diyebilirsiniz ki?
Birileri gerilimi tırmandırıp, gerilimin oluşturacağı güvensizlik ortamı içinde aramıza nifak tohumlarının yerleşmesini arzuluyor olabilir.
Birilerinin hesabından çok çok daha önemli olan bizim kendi aramızda kardeşlik hukukunu yeniden ayağa kaldırmamız ve bütünleşmemizdir.
Kamu görevlilerinin özgüvenini zedeleyen temelsiz komplo teorilerinin bir kenara bırakılması gerekir. Şikayet edilen aksaklıkların nerdeyse tamamı kamu görevlilerinin öz güven sorunundan kaynaklanıyor.
En küçük bir inisiyatif kullanılmasının arkasına ihanete varan komplo teorileri eklenirse, siyasetin derinliği kaybolur. Siyasetin derinliği kaybolunca da işler her gün sertleşen bir şablon üzerinden yürümeye başlar.
Komplo teorilerinin birçoğu kişisel siyaset hesaplarına dayanıyor. Kişisel hesaplarla milletin geleceğine kast edenler hesap gününde bu vebalin altından kalkamazlar.
Bilen bilmeyen herkesin ağzında bir komplo teorisiyle gezmesinden bıktım artık. Devletimiz var. Siyasi işlerin yönetilmesi için bizi temsil eden geniş bir kadro var. Devletin organları işleri kontrol altında tutuyor. Milletin devreye girmesi gerekiyorsa, bize ihtiyaç duyuluyorsa, kimin hain kimin kahraman olduğunun anlaşılması için yeniden bir sınavla yüzleşecek isek biz bu sınava zaten dünden hazırız.
Sükunetin sağlanması, kamu görevlilerinin özgüvenlerinin ayağa kaldırılması için neler yapabileceğimizi konuşmamız lazım.
Yönetimdeki derinliğin artırılmasına bağlı olarak işler kendiliğinden normal seyrine dönecektir. İstismarlar var mıdır? Tabii ki olabilir. İnsanın olduğu her yerde istismar olur. Ancak bunu denetleyecek devlet kurumları da çalışır vaziyette Allah’a şükür.
Eğer gerilim tırmanırsa, kimin gerçekten şeytanın uşağı, kimin haksızlığa uğradığını da görmüş olacağız. Bir haksızlığa uğradığını düşünen varsa, kendisini doğru anlatmak için bundan daha iyi fırsat olamaz. Gerçekten haksızlığa uğrayanlar herkesten daha çok provokatörlere karşı çıkmalı.
Marjinal grupların kuyruğuna takılan CHP 2019’da bir alternatif olamaz artık.
En büyük tehlike kendi aramızda meydana gelecek bir parçalanma olur. Yaşadıklarımız yumuşak karnımıza yapılan saldırılardan ibaret.
Samimiyetten uzak, kişisel hesaplara dayanan saldırganlıklar ve ihanet senaryoları son bulmalı. Eğer sakin bir ortam olursa her şey daha net olarak ortaya çıkar.
Hiç kimse kişisel hesapları için milletin ve ümmetin geleceğini tehlikeye atma hakkına sahip değil.
İhanet senaryolarının çetelesini tutup listelediğinizde, ihanetle suçlanmayan bir kimse kalmıyor. Bu atmosfer devam ederse kalıcı hasarlara neden olur.
Buna bir son vermek gerekiyor.
Artık yeter.