Münci Kapani politika kavramını çıkar organizasyonu olarak tanımlamıştı.
Çıkarlar üzerinde tümüyle bir mutabakat asla olamaz ama kabul edilebilir bir mutabakat zemini bulunabilir.
Bunun için paylaşmayı bilmek lazım.
Atilla İlhan’dan Sakarya’da yaşayan kardeşim Av.Murat Önal nakletmişti.
Ellili yıllarda yaşanmış bir hikaye, Atilla İlhan’ın ağzıyla.
Maçka parkında oturuyormuş, acıkmış, parkın öbür köşesinde bir simitçi tezgahında bir tek simit var.
Simidi almak için harekete geçmiş, simitçiye yaklaştığı sırada bir başkası daha erken simitçiye ulaşmış, tezgahtaki tek simidi almış.
Ancak Atilla İlhan’ın da simit için tezgaha doğru yaklaştığını fark etmiş; simidi ikiye bölmüş ve yarısını Atilla İlhan’a uzatmış; demiş ki,
“Paylaşacaksın gardaşım paylaşmazsan kavga çıkar.”
Bunu diyeni belki söyleyişinden tahmin etmişsinizdir;
Sakıp Sabancı…
Kavganın kaynağı kimsenin kimseye pay vermeye yanaşmaması.
Vereceksin…
Vermezsen asla barış olmaz…
Vermek için kazanacaksın…
En azından insanların kazanma umudunu diri tutacaksın.
İstisnai durumlar dışında kazanma umudu olup da IŞİD militanı olan var mı?
Bu sapıkların eylemini hiçbir gerekçe meşrulaştırmaz.
Hangi ekonomik düzen olursa olsun yine de bu sapıklar ve sapıklıklar var olacaktır; bu kirli savaşı kışkırtanlar da mutlaka olacaktır.
Av. Ahmet Yaman’ın sözüyle “Savaşta savaşmayan barışta da barışmayan” vicdansızlar bu savaşın bitmesini asla istemez.
Söylediklerim bunların zeminin daraltılması için savaşın ve terörün kesin karşılığı silahtır.
Ancak barışın tek zemini olabilir;
Ekonomi.
Türkiye bu bölgenin ekonomik potansiyelini harekete geçirecek fırsatlara sahip.
Eğer fırsatı dar kafalı bürokratların komplekslerine ve kişisel çıkar hesaplarına kurban etmezse herkesin en azından kazanma umudunu ayakta tutan bir siyasi ve ekonomik ortam hakim olmalı, aksi takdirde barışı ayakta tutmak mümkün olmaz.
Yaşar BAŞ