Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Anayasa Mahkemesi’nin görev ve yetkilerini düzenleyen 148/1. Maddesi aynen şu şekilde Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler ve bireysel başvuruları karara bağlar. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Ancak, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesi’nde dava açılamaz.
Anayasa hükmünü anlamak için hukukçu olmaya gerek var mı?
Ama ana muhalefet partisi genel başkanı, ısrarla Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnameleri hakkında Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını söylüyor.
Hani insanın gözünden kaçar bir kez söyleyebilir. Israrla aynı görüşünü tekrarlamaya devam ediyor. Demek ki, kendisine bu konuda Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yolunun kapalı olduğunu söyleyen yok.
Anayasa gereği Türkiye için birinci yönetim alternatifi olarak kabul edilmesi gereken Ana Muhalefet partisi içinde bir tane bile hukukçu yok mu ki, genel başkanlarına hiçbir hatırlatmada bulunmuyor.
Olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesi’nde dava açılamaz.
Açık ve net.
Yoruma, başka türlü değerlendirmeye açık bir konu değil bu.
Şeytanın örgütüne ve alçaklığın en alt sınırında olan darbe girişimine karşı oluşan mutabakatın, zenginleştirilerek sürdürülmesini bir vatandaş olarak çok çok arzularım.
Temelsiz, sloganik ve kurnazlık kokan davranışlar, Türkiye’de bir muhalefet boşluğu meydana getiriyor. Muhalefet partilerinin, bu travmatik dönemi fırsat bilerek muhalefet anlayış ve yöntemlerini revize etmeleri, yönetim kalitesini artıracak önerilerde bulunmaları gerekir.
Bu travmatik dönemlerde, akıl çizgisinin korunmasında muhalefet partilerinin tutumlarının çok büyük önemi var.
İktidar da, muhalefetin dengeleyici performansına ihtiyaç duyduğunu her vesile ile ifade ediyor.
At izi ile it izinin birbirine karıştığı, araya çakal izlerinin de girmeye başladığı dönemlerde, konulara birden çok noktadan bakabilmek çok değerli hale geliyor.
Hiç kimsenin hamasi davranmaya hakkı yok.
Yargıda yaşanan birlik bu bakımdan çok değerli bir örnektir.
Niye en az tartışma, yargı alanındaki arınma sürecinde oluyor.
Çünkü yargıda bu konular üç farklı noktadan bakılıp, tek bir eksende değerlendiriliyor da ondan.
Hangi konu olursa olsun, birden çok noktadan gözlemlenir ise, yanılma ihtimali o kadar azalır.
Muhalefet partilerinden vatandaş olarak beklentimiz, yönetim kalitesini ve adaleti güçlendirecek katkı yapmalarıdır.