Ekrem’e yasa dışı bir şekilde mazbatayı verdiler. Bu taraftan aman mazbata geri alınırsa gerginlik çıkar diye olan biteni kabul etmemizi ima eden aklı evvellerin mırıldanmasını duyuyoruz.
Böyledir bunlar. Sahada hiçbir zaman olamazlar. Ama kendilerinin hiç işine yarayamayan akılları da çoktur.
Retorik süslü püslüdür. Cümleler renklidir. Tutarlı olmaya da ihtiyaçları yok.
Mırıldanmaya gerek yok. Açıktan söyleyin. Hırsızlıkla arsızlıkla seçmen iradesinin teslim alınmasına boyun mu eğilsin.
Eğer bir seçim yapılıyorsa, seçmen iradesi ne ise sonuç o olmalı.
Ak Parti’ye itiraz süreçlerinden vazgeçilmesini ima edenler en büyük hakareti seçmene yapıyor aslında.
Siyasi partiler seçimde adaylarını ve iddialarını ortaya koyarlar ve seçmenden oy isterler.
Seçmen tercihini kullanır. Seçmenin oyu seçime katılan partinin veya adayın malı değildir. Oy verme bir temsil ilişkisi yani bir vekâlet ilişkisi kurmaktır. Partiler aldıkları oyun sahibi değil temsilcisi yani vekilidir.
Dolayısıyla vekilin görevi asilin iradesini temsil etmek ve korumaktır.
Asil olan milletin iradesinin korunmasının yöntemi, milletin müşterek iradesi olan yasalarla belli edilmiştir.
Siyasi partilerin seçmen iradesinin korunması konusunda yasal yollara başvurma yetkisi, millete yani seçmene karşı sorumluluğum en doğal sonucudur.
Bir siyasi parti, seçmenden aldığı oyun kendisine yüklediği sorumluluğa aykırı hareket edemez.
Daha doğrusu Ak Parti temsil ettiği seçmenin iradesine aykırı hareket etmez.
Bazıları sahibi olmadıkları yeşil alanları pazarlamayı bir ahlaki sorun olarak görmeyebilir. Ama Ak Parti’nin siyaset kültürü, sahibi olmadığı bir alanın başkalarına pazarlanmasını dolandırıcılık olarak görür.
Siyasi partiler seçmen iradesinin sahibi değildir. Temsilcisidir yani vekilidir. Bir vekile asilin iradesini dilediğin gibi pazarla demek siyasetin ahlakına asla uymaz.
Ak Parti’ye oy vermiş, siyasal iradesini temsil etmek üzere Ak Partiye yetki vermiş biri olarak bir taraftan mırıldanmalara, diğer taraftan tehditlere bakmadan benim irademe yani oyuma sahip çıkılmasını istiyorum.
Ak Parti’nin oy verdiği kimseler, verdikleri temsil yetkisinin gerektirdiği dirayeti görmezlerse temsil ve güven ilişkisi yara alır.
Süreçler belli. Bu süreçlerin işlemesi gerekir. Seçmen tercihini kullandı artık bundan sonra sürecin uzamasını istemiyor diyenler kesinlikle samimi değil. Yeni şartlar nedeniyle seçmenin önerilerinde bir değişiklik olduğu iddiası varsa onu anlamanın yolu da belli. Yeniden seçim yapılır, seçmenin tercihinde bir değişiklik olup olmadığı net bir şekilde anlamış oluruz.
Hem de artık herkes hazırlığını önceden yapar da hırsızlık için boşluk kalmaz ve seçmenin gerçek iradesi belli olur.
Ak Parti kendisine yetki veren milyonların iradesine sahip çıkmak zorundadır. Çünkü irade yani oy dediğimiz şey “namus”tur.
Yaşar BAŞ