Hayatınızda olağanüstü bir değişiklik hissediyor musunuz? Dün ile bugün arasında hayatımızda değişen ne oldu ki? Demek ki koparılan yaygaraların bir karşılığı yok. Olağanüstü hal milletin günlük hayatında herhangi bir kısıtlamaya dönüşmemiş. Yani ayağımızda bir pranga yok ki kurtulalım.
Devletler de insanlar gibi bir tehlikeye maruz kaldıklarında, tehlikeyi ortadan kaldıracak ağırlıkta karşılık vermek zorundadır.
Sadece Türk tarihinin değil insanlık tarihinin en alçak ve an kapsamlı saldırısı oldu. Türk milleti dirliğine ve düzenine sahip çıkarak devletini ayakta tuttu.
Hiç kimse 15 Temmuz’daki alçak saldırı olmamış gibi davranamazdı. Eğer devlet maruz kaldığı tehlike ile orantılı karşılık verememiş olsaydı, bugün dolaştığımız gibi güvenle sokaklarda dolaşmamız mümkün olmazdı.
Olağanüstü yönetim, olağan yönetim biçiminin saldırıya uğraması halinde uygulanacak bir tedbir olarak dünyanın bütün demokratik hukuk düzenlerinde vardır.
Ülkeler maruz kaldıkları saldırının ağırlığı ve toplumun buna karşı çıkma potansiyelini dikkate alarak tehlike ile mücadele etmek için farklı bir uygulama düzenine geçebilir.
Bizim ülkemizin maruz kaldığı saldırının yüzde biri düzeyinde bile olmayan bir terör saldırısına maruz kalan Belçika ve Fransa yıllardan bu yana hâlâ kendine gelemedi.
Bizim sahip olduğumuz milli direnç dünyanın bir başka yerinde asla ve kata bulunmuyor. Eğer bu kadar güçlü bir dirence sahip olmasaydık, Allah korusun bugün işgal edilmiş ve iç savaşı yaşayan bir ülke olurduk.
Sahip olduğumuz milli direnç sebebiyle, maruz kaldığımız tehlikeye rağmen olağanüstü hal uygulamalarının hissedeceğimiz bir sertliğe yükselmesine gerek kalmadı ve süresi de son derece sınırlı oldu.
Dünyanın diğer yerlerinde olağanüstü hal uygulaması hayatın rengini siyah ile beyaz kadar değiştirir. Bizde böyle mi oldu. Kaç kişi olağanüstü halin kaldırıldığında hayatında bir değişiklik olduğunu hissetti. Veya kaç kişi Türkiye’de bir olağanüstü hal rejimi olduğunun farkındaydı ki?
Türkiye olağanüstü hal uygulaması döneminde hukuk uygulamalarıyla dünyaya örnek oldu. Bugün darbe yargılamalarında aşırı cezalandırılmaları değil, bazı isimlerin nasıl beraat ettiğini konuşuyoruz. Dünyanın bir başka yerinde darbe ile eylemsel bağı tespit edildiği halde beraat eden veya süreli hapis cezasına çarptırılan bir tek kişi görebilir misiniz?
Dünyanın bir başka yerinde ülkenin ordusundan maaş alıp, milletin parasıyla düşmana karşı kullanılmak için alınan silahla kendi devlet başkanını öldürmek için saldırıda bulunan, bu saldırıda devletin güvenlik görevlilerini şehit edip de sonra bu hain ve katile mahkemede kendisine savunma hakkı tanıyan bir başka ülke var mıdır?
Eğer Türkiye Devletinin Başkanı diktatör olsaydı başkomutanı olduğu ordunun içinden bir grup hainin kendisini öldürmek için yapıklarından sonra, o hainlerin yargılandığı mahkemede kendisini temsil etmek üzere avukat tayin etme ihtiyacı duymazdı.
Dünyanın bir başka yerinde olağanüstü hal döneminde hükümetin uygulamaları bağımsız bir komisyon tarafından denetlenmez.
Türkiye olağanüstü hal dönemindeki devlet uygulamaları onlarca doktora tezi yazılacak kadar paradigmayı değiştirmiş, bir devletin olağanüstü hal döneminde bile kişisel özgürlükler ve kişi haklarına nasıl sahip çıkabileceğini dünyaya göstermiştir.
Şundan emin olun. Yelkenlerimiz dolu. Türkiye emin adımlarla dünyanın yeni merkezlerinden biri olma yolunda ilerliyor.
Yaşar Baş