Barış Pınar’ı harekatının, küresel vampirleri ve onların Stockholm Sendromuna tutulmuş azat kabul etmez kölelerini nasıl zıplattığını görüyoruz.
Bunlar beklemediğimiz gelişmeler de değildi. ABD’nin vampirleri ile başkanı arasında it dalaşına dönen iç politikanın da izleri bize kadar yansıyor.
Bir kuşatma arayışını görmemek mümkün değil ama koro halinde sanki boğulacakmışız gibi atmosfer oluşturmaya hiç gerek yok.
Bize karşı yapılanları görmezden gelmeyelim ama gereğinden fazla abartmaya da gerek yok.
Sokak serserisi üç beş taraftarın, kendi ülkelerinde varlığından bile haberdar olunmayan kenar mahalle politikacılarının manşet olmak için çırpınan marjinal açıklamalarının bizim en büyük yayın organlarımızda manşet olmasına da gerek yok.
Maruz kaldığımız saldırganlığın medyadaki yansıması gerçeğinden daha ağır görünüyor.
Türkiye küresel drakula sistemine başkaldırması nedeniyle bir saldırganlık dalgası altında ama dünya bu drakulalardan ibaret değil. Dahası drakula sisteminin kendi yuvalarındaki sömürü ve saldırganlık çok daha ağır. ABD’nin seçilmiş başkanının da küresel drakula sisteminin hedefinde olduğu anlaşılıyor. ABD boğazına kadar bizim 28 Şubat döneminde yaşadıklarımıza benzer bir tablonun içine batmış. Bence ABD Başkanı Türkiye’nin başkaldırısından da cesaret alıyor. Küresel sömürü sistemi bu başkaldırıyı bastıramazsa kontrolü kaybedeceğinden korkuyor. Tutarsız ve düzeysiz tepkilerin nedeni bu telaş.
Bu sömürü çarkı, sömürülenlerin korkusundan besleniyor. Tehlikeyi doğru anlamak önemli. Bir psikomotor kuvvet olarak korku, tehlikeler karşısında önlem almanızı sağlayan faydalı bir duygudur. Ancak korkunun abartılması ve gerçek durumdan daha yoğun hale gelmesi panik bozukluğa neden olur.
Bu bakımdan hiçbir değeri olmayan üçüncü sınıf politikacıların meşhur olma çabasının bir parçası olmamak gerekir.
Bizi çevrelemeye çalışanlar var ama umudunu bize bağlamış olanlar da var.
Türkiye tarihinde benzeri görülmeyecek kadar ağır şekilde insan hakları ve hukuk devleti uygulamaları konusunda eleştiriliyor değil mi?
Kim bunu yapanlar? Küresel drakulalar ve onların yerli iş birlikçileri. Hatta bu milletin vergilerinden maaş alan ve milletvekili sıfatı taşıyan bir densiz meclis kürsüsünden Suriye operasyonunu soykırım girişimi olarak ilan ederek bir de tehdit etti.
Ama Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Komisyona yani küresel düzeyde insan hakları ve hukuk devleti uygulamalarını izleyen en üst kuruma tarihinde ilk defa hem de ilk turda gerekli çoğunluğu sağlayarak Türkiye’nin gösterdiği bir aday seçildi.
Demek ki dünya bu küresel drakula sisteminden daha büyükmüş.
Demek ki Türkiye’nin küresel vicdanın temsilcisi olduğunu görenler de varmış.
Türkiye’nin insan ve vicdan eksenli küresel vizyonu bu sömürü düzenini yenecektir.
İnsanlığın onuru işkenceyi yenecek diye slogan atarken sırtında ABD üniforması taşıyanlara rağmen hem de.
BARIŞ PINAR’I
Ak Parti İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyesi değerli kardeşim Barış Özerol politikanın akil adamıdır. Konulara çok yönlü bakışı ve sorunları merkezinden kavrayışı ile politikaya derinlik kazandıran bir değerdir. Oğlu Baran henüz 11 yaşında ama politikanın hafızası gibi. Politik birikimi ve güncel konuları kavrayışı, tanınan bilinen birçok politikacının çok daha önünde. Baran ile politika sohbetine başladığınızda küçük dilinizi yutarsınız.
Allah nazardan saklasın..
Yaşar BAŞ